Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
En iyi yollayıcılar
Posedon
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_rcap 
SoaRingEagLe*
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_rcap 
FG || Admin
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_rcap 
BeLa
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_rcap 
ayaz18
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Vote_rcap 
En son konular
» http://uploaded.to/file/g5s6o7
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyÇarş. Ara. 23, 2009 11:21 am tarafından FG || Admin

» // SoaRingEagLe // Moderatör Alım Form'u //
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPaz Kas. 01, 2009 4:17 pm tarafından FG || Admin

» Bilgisayar Terimleri..
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPaz Kas. 01, 2009 4:16 pm tarafından FG || Admin

» Sitemizi Nasıl Buldunuz..
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPaz Ekim 25, 2009 4:43 pm tarafından BeLa

» İstek&Şikayet Bölümü
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPaz Ekim 25, 2009 2:25 pm tarafından FG || Admin

» Windows Live Messenger 2009
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPaz Ekim 25, 2009 12:04 pm tarafından BeLa

» Sarısın Fıkrası
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPaz Ekim 25, 2009 12:01 pm tarafından BeLa

» FrmGüneş yarışma Bölümü
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPaz Ekim 25, 2009 11:31 am tarafından BeLa

» Photoshop Masteri Alınacak
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPaz Ekim 25, 2009 11:25 am tarafından FG || Admin


 

 Kulak Burun Boğaz

Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki
YazarMesaj
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:10 pm

Özet

"Kolesteatom" önemli fakat tedavisi mümkün, muayene ile ortaya konan
bir durumdur. Sebat eden kulak ağrısı, kulak akıntısı, kulakta basınç
hissi, işitme kaybı, sersemlik veya yüz kaslarında zayıflama olduğunda
kulak, burun, boğaz ve baş-boyun cerrahı tarafından muayene edilmeniz
gerekir.

Başta Uğultu / Kulak Çınlaması

Başta uğultu veya kulak çınlaması, sık karşılaşılan, rahatsız edici bir
durumdur. Aralıklı veya sürekli; hafif bir uğultudan, şiddetli tiz bir
sese kadar değişik şekillerde olabilir. Diğer insanlar tarafından
duyulabilen ve duyulamayan tipleri vardır. İşitme kaybı ile birlikte
olabilir veya olmayabilir.

Çınlama, her zaman, bir "şikayet" olarak değerlendirilmelidir,
"hastalık" adı değildir; aynen, bacak veya koldaki bir ağrı gibi. Nasıl
ki ağrı, bir hastalık değil, hastalığın belirtisi ise, çınlama da, bir
hastalığın belirtisidir. Tek başına bir hastalık kabul edilmez. İşitme
sinirinin görevi, sesi taşımak olduğu için, sinir, herhangi bir
yerinden uyarılırsa, kişi başta gürültü hisseder. Ağrı, sinir lifleri
gibidir, kolumuza çimdik atınca bu sinir o yerden uyarıldığı için ağrı
hissi uyandırır.

Ağrının birçok sebebi olabileceği gibi, çınlamanın da sayısız sebebi vardır.

İşitme Mekanizması: Çınlamanın nasıl oluştuğunu kavramak için, işitme
mekanizmasının bilinmesi lâzımdır. Bu mekanizma, beş ana bölümden
oluşur: dış kulak, orta kulak, iç kulak, sinir yolları ve beyin.

Dış Kulak: Kulak kepçesi ve dış kulak kanalından meydana gelir. Bu yapılar sesi toplar ve kulak zarına iletir.

Orta Kulak: Zar ile iç kulak arasında bulunur. Zar ve üç kulak
kemikçiğini (örs, çekiç, üzengi) içerir. Kulak zarındaki titreşimler,
orta kulak boşluğunda bulunan bu üç kemikçik vasıtasıyla iç kulağa
iletilirler. İç kulak sıvısında dalgalanmalar meydana getirirler.

Orta kulakta da, aynen burunda olduğu gibi salgı bezleri, damarlar
bulunur. Östaki borusu adı verilen bir boru ile genizle bağlantılıdır.
Bu boru, orta kulaktaki hava basıncının atmosfer basıncına
eşitlenmesini sağlar ve yüksek yerlerde, esnerken, hissettiğimiz o
kulak dolgunluğunun oluşmasına yol açar.

İç Kulak: İç kulak, içi sıvı ve ince sinir uçlarıyla dolu bir kemik
kapsülden meydana gelmiştir. Çok ince bir zar ile kaplanmış ve
mikroskopik damarlar ile kanlanmaktadır. Bu kemik kapsül içerisindeki
sıvı, kemikçikler tarafından harekete geçirilir, böylece sinir uçları
uyarılır.

Sinir Yolları: İç kulakta ateşlenen sinirler, uyarıyı beyine taşırlar.
Sinir, ince bir kemik kanal içerisindedir. Aynı kanalda, denge siniri
ve yüz kaslarını hareket ettiren yüz siniri de bulunur. Sinirler, bütün
kemik kanal içerisinde, çok ufak kan damarları ile beslenirler.

Beyin: İşitme siniri yolları, beyine girdikten sonra en karışık telefon
ağlarından çok daha fazla sayıda yola ayrılırlar. Sinir uyarıları, daha
sonra tanındıkları ve değerlendirildikleri beyin bölgesine taşınırlar.

Dış Kulak Çınlaması: Dış kulak kanalı, akıntı, yabancı cisim, şişme
dolayısıyla kapanabilir; bunlar, zarda basınç yaratarak çınlama
oluşturabilirler. Kulak kanalındaki veya zardaki damarlar genişleyerek
veya daralarak, nabız şeklinde çınlama meydana getiren işitme siniri
uyarılarına yol açabilirler.

Orta Kulak Çınlaması: Orta kulağın fonksiyonlarında oluşan herhangi bir
bozukluk, "başta uğultu" hissi yaratabilir. Orta kulağı döşeyen doku,
alerji, enfeksiyon, darbe, damarsal bozukluklar sebebiyle şişer.
Alerji, iltihap veya östaki borusunun tıkanıklığından dolayı orta kulak
boşluğunda biriken sıvı, iç kulak ve sinir yollarına dolaylı etki
ederek rahatsızlık yaratır. Biriken sıvı, buradan emilirken nedbe
dokusu oluşturabilir.

Nedbe dokusu, sinir uçlarını uyararak kulak çınlamasına yol açabilir.
Aynı zamanda orta kulakta bulunan damar dokularını da büzerek nabız
tarzında kulak çınlamasına neden olabilir.

İltihaplar, darbeler, romatizma ve kireçlenme, kemikçik zincirin hareketini kısıtlayarak, iç kulağın uyarılmasını bozarlar.

Yüksek seviyelerde, herkes, kulağında dolgunluk hissi algılar. Bu his,
östaki borusunun geçici tıkanmasından dolayı olur. Östaki borusunun
geniz tarafında bulunan ucunun, iltihap, alerji, gibi sebeplerle
tıkanması sonucu da aynı his oluşur. Orta kulakta oluşan bu basınç
düzensizliği, iç kulağa ters bir uyaran olarak yansıyabilir.

İç Kulak Çınlaması: İç kulak sıvısının basıncını etkileyen olaylar da,
çınlamaya yol açabilir. "Alerji, dolaşım bozuklukları, iltihap" gibi
durumlar, hem basınç değişikliğine hem de sıvının etrafındaki zarlarda
değişikliğe sebep olurlar.

Sinir Yolları Çınlaması: Sinir yolları, işitme mekanizmasının en hassas
yapılarıdır. Bu dokulardaki çok az bir şişme veya bozukluk, hemen
uyarıcı etki yapar ve işitmeyi etkiler. Lokal iltihaplar, alerjik
şişlik, sistemik hastalıkların toksik etkisi, çok şiddetli patlama
sesleri, hassas kişilerde uzun süre yüksek sese maruz kalmak, bazı
ilaçlar ve damarsal yapılardaki bozukluklar, sinir yollarına etki
ederler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:10 pm

"İşitme siniri, iç kulak ile beyin arasında çok dar bir kemik kanaldan
geçer" demiştik. Bu sebeple, sinirde oluşabilecek en ufak bir şişlik,
baskı yaratır. Aynı kanaldan yüz siniri ve denge siniri de geçtiği
için, denge bozuklukları ve yüz kaslarında da bozukluklar görülebilir.

İşitme yolu üzerinde bulunan damarlardan herhangi birinin yırtılması
veya spazmı, dolaşım bozukluğuna yol açar. Bu yüzden işitme kaybının
eşlik ettiği veya etmediği, ani bir çınlama olabilir. Şayet kan pıhtısı
küçük ise, bir hasar bırakmadan iyileşebilir. Olay, basınçtan dolayı
gerçekleştiği için, sadece bir tarafta olur, aynı tarafta olması yine
aynı veya karşı tarafta tekrarlayacak anlamına gelmez.

Beyin Çınlaması: Sinir yollarının, beyine girdiği, içinde ilerlediği ve
belli merkezlerde toplandığını anlatmıştık. Buralardan herhangi birinde
şişlik, dolaşım bozukluğu gelişirse, başta uğultu hissedilebilir.
Çoğunlukla tek tarafta hissedilirler ve hekimin, hastalığın yerini
tayin etmesine yardımcı olacak diğer hastalık belirtileri de eşlik
ederler.

İşitme Bozukluğu: Çınlama, işitme bozukluğu ile beraber olabilir veya
olmayabilir. Çınlamanın sebeplerini düşündüğünüzde, işitmenin de aynı
anda niçin bozulabileceğini anlamanız kolaylaşır. Çınlama ile işitme
azlığı aynı anda varsa, bu, hastalığın daha ciddi veya iyileşmesinin
daha zor olduğu anlamına gelmez. Çınlaması olan birçok kimse, ileride
sağır olacağından korkar. Bu, gereksiz bir korkudur. İşitme bozukluğu
olanların çoğunda çınlama yoktur.

Tedavi: Şayet muayene ve tetkikler sonucu bir hastalık teşhis edlirse
ona yönelik tedavi uygulanır. Sebep bulunamayan kişilerde aşağıdaki
öneriler fayda sağlar:

1-Gerginlik ve endişeden uzak olmak için elinizden gelen çabayı
harcayın, çünkü stres, hâlen uyarılmış olan sinirleri daha çok etkiler.

2-Kendinizi yormayın ve mutlaka dinlenmeye vakit ayırın.

3-Sinir uyarıcılardan uzak durulmalıdır. Fazla miktarda çay, kahve ve sigaradan kaçınılmalıdır.

4-Mümkün olduğu kadar çabuk, baştaki uğultunun can sıkıcı bir şikayet
olduğu gerçeğini öğrenin ve onu tamamen gözardı etmeye çalışın.

5-Çınlamanız, sağırlığa, aklınızı kaybetmenize veya ölümünüze yol
açmayacaktır, bundan dolayı hemen bu korkutucu düşünceleri bırakın.

6-Çınlama, çoğunlukla kişi emekli olduğu ve etrafı sessizleştiği zaman
daha fazla farkedilir. Odada ses çıkartan bir saat veya otomatik olarak
bir süre sonra kapanan radyo bulunması, çınlamayı bastırarak, uyumanıza
yardımcı olabilir.

7-Birkaç yastıkta başınız yukarıda yatarsanız, kandaki göllenme daha az olacağı için çınlamanızda azalma olabilir.

8-Sakinleştirici ilaçlar, geçici bir süre kullanılmak şartıyla rahatlama sağlayabilirler.

Sonuç: İşitme, insan vücudunun en hassas ve uyarılması kolay bir
mekanizmasıdır. Sinir sistemi ile direkt olarak ilişkili olduğu için,
gerginlik, endişe gibi duygularla sıkı bağlantılıdır.

Çınlama veya baştaki uğultunun başarılı tedavi edilebilmesi için,
hastanın, bu rahatsızlığın mekanizmasını tam olarak anlaması gerekir.

Sersemlik Hâli ve Baş Dönmesi

Sersemlik Hâli Nedir? Bazı kişiler, denge sorunlarını, "kendilerini
sersem hissetme, ayakta duramama, terelelli" gibi kelimelerle ifade
ederler. Dönme veya ivmelenme hissi olmadan, kendini dengesiz, güvensiz
hissetme, bazen iç kulak probleminden kaynaklanır.

Baş Dönmesi Nedir? Kişiler, kendilerinin veya çevrelerinin döndüğünü
söylerler. Baş dönmesi, sıklıkla bir iç kulak probleminden kaynaklanır.

Denge Anatomisi: Baş dönmesi ve sersemlik hissi, denge sistemleri ile
ilgilidir. Bu sistemle kişi, vücudunun hangi yönde olduğunun, nereye
dönük olduğunun, ne tarafa doğru hareket ettiğinin veya döndüğünün
bilincinde olur.

Denge hissiniz aşağıdaki sistemlerin karışık bir ilişkisi sonucu gerçekleşir:

1-İç kulaklar (labirent), hareketin yönünü belirler; dönme, ön-arka, yan-yan, yukarı aşağı gibi.

2-Gözler, vücudun boşlukta nerede olduğunu (ayakta, ters dönmüş gibi) ve hareketin yönünü görür.

3-Doku alıcıları, eklem ve omurga gibi organlarda bulunur, vücudun hangi bölgesinin yere değdiğini algılar.

4-Kas ve eklem his alıcıları, vücudun hangi kısımlarının hareket ettiğini algılar.

5-Merkezi sinir sistemi (beyin ve omurilik), diğer dört sistemden gelen
bütün bulguları değerlendirerek, aradaki ilişkiyi sağlar.

Merkezi sinir sistemi, bu dört sistemden karışık veriler aldığı zaman, kişi, sersemlik veya baş dönmesi hisseder.

Fırtına esnasında uçakta bulunduğunuzu ve uçağınızın hava boşluğuna
girdiğini farzedin. Siz, sadece uçağın içini gördüğünüz için, uçak
dışındaki bu fırtınayı göremezsiniz. Bu durum, beyin algılarınızın
karışmasına yol açar ve sizde "uçak tutması" görülebilir.

Aynı şekilde yolda giden bir arabanın arka koltuğunda oturduğunuzu ve
kitap okuduğunuzu farzedin. İç kulağınız ve his algılayıcılarınız bunu
algıladığı halde gözleriniz sadece kitabı görmekte olduğundan, sizde de
"araba tutması" görülebilir.

Gerçek bir hastalık örneğini verelim. Bir kafa travması veya kulak
iltihabından dolayı, tek taraflı iç kulağınızın etkilendiğini farzedin.
Etkilenen iç kulak, diğer kulak gibi mesajları sağlıklı olarak beyine
iletemez. Bu durumda beyninizin, deyim yerindeyse "aklı karışır" ve baş
dönmesi, bulantı hissedebilirsiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:12 pm

Hangi Tıbbi Rahatsızlıklar Başta Sersemlik Hissi Yaratır?

1-Kan Dolaşımı: Dolaşım bozuklukları, sersemlik yaratan
rahatsızlıkların başında gelir. Beyninize yeteri derecede kan gelmezse
kendinizi sersem gibi hissedersiniz. Hemen hemen herkes, otururken veya
yatarken ani şekilde ayağa kalktığında bunu hissetmiştir. Fakat bazı
kimseler, sürekli olan rahatsızlıklarının yol açtığı dolaşım
bozukluğuna sahiptirler. Yüksek kan basıncı, şeker hastalığı veya
yüksek kan kolesterol düzeyi olan kişilerde, damar sertliği sık olarak
görülür. Kalp yetmezliği veya kan düşüklüğü olan kişilerde de bazen
görülebilir.

Nikotin, kafein gibi bazı uyarıcılar ve ilaçlar, beyin kan akımını
azaltır. Diyetteki aşırı tuz da dolaşım azlığına yol açar. Psikolojik
stres, gerginlik ve endişe gibi durumlar da, damarlarda spazm
yaratarak, dolaşım bozukluğuna yol açar.

Şayet iç kulak beslenmesinde bir problem olursa, daha belirgin olan
"baş dönmesi" hissi ortaya çıkar. İç kulak, dolaşım bozukluklarına
karşı çok hassastır ve beyinde olan dolaşım bozukluklarından da direkt
olarak etkilenir.

2-Travma: İç kulağı etkileyen kafatası kırığı, belirgin ve dayanılması
zor baş dönmesi ile işitme kaybı oluşturur. Sersemlik haftalar sürer;
zamanla sağlam taraf, iç kulak görevlerinin hepsini üstlenirken
şikayetler hafifler.

3-İltihap: Basit nezle ve gribe yol açan virüsler, iç kulağı ve beyine
giden sinirleri etkileyebilir. Bu, baş dönmesine yol açar, fakat işitme
çoğunlukla normal kalır. Mamafih, orta kulak iltihabına yol açan
bakteri, iç kulağı tutarsa, hem ileri derecede işitme kaybına hem de
baş dönmesine yol açar. Sersemlik hissinin şiddeti ve süresi, kafatası
kırıklarında olduğu gibidir.

4-Alerji: Alerjik oldukları yiyecek veya toz, mantar, çiçek poleni gibi
maddelerle karşılaşan bazı kişilerde, sersemlik hâli veya baş dönmesi
olabilir.

5-Nörolojik Hastalıklar: Multipl skleroz, frengi, tümör gibi sinirleri
etkileyen hastalıklar, denge bozukluklarına yol açabilirler. Nadir
görülmelerine rağmen, doktorunuz, sizi muayene ederken bunları da
düşünür.

Sersemlik Hissi İçin Hekim Ne Yapabilir? Hekim, sizin sersemlik
hissinden ne kasdettiğinizi, ne kadar zamandır olduğunu, size ne gibi
bir problem yarattığını, ne kadar sürdüğünü, bulantı veya kusma ile
birlikte olup olmadığını soracaktır. Bu hissi başlatan ortamlar
sorulabilir. Genel sağlığınız, kullandığınız ilaçlar, kafa travmaları,
son zamanlarda geçirdiğiniz iltihaplar ve kulağınız ile sinir
sisteminiz hakkındaki diğer sorular size sorulacaktır.

Hekiminiz, kulak, burun ve boğazınızı muayene edecek, sinir ve denge
fonksiyonları ile ilgili testler yapacaktır. Bazı vak'alarda,
hekiminiz, kafa filmleri, bilgisayarlı, manyetik rezonanslı filmler,
kulağa sıcak ve soğuk havanın verildiği denge testleri isteyebilir.
Yine gerek görülen vak'alarda, kan testleri ve kalp muayenesi
yapılabilir.

Bütün hastalar, bu testlerin hepsine ihtiyaç göstermez. Kişinin
bulgularına göre, buna hekim karar verir. Aynı şekilde hekiminizin
tedavisi, teşhis edilen hastalığa dayanacaktır.

Sersemlik Hissini Nasıl Azaltabilirsiniz?

1-Yatarken birden ayağa kalkmak gibi ani hareketlerden kaçının.

2-Aşırı baş hareketlerinden kaçının.

3-Nikotin (sigara, püro...), kafein ve tuz gibi, kan dolaşımını engelleyen maddelerden kaçının veya azaltın. Alkol kullanmayın.

4-Sersemlik hissinizi başlatan, stres, gerginlik gibi durumlardan ve alerjik olduğunuz maddelerden mümkün olduğunca uzak durun.

5-Sersemlik hâliniz varken, araba veya makine kullanmak, merdiven tırmanmak gibi tehlikeli olabilecek işlerden kaçının.

Yapılabilecek Egzersizler:

Yatakta uygulanabilecek egzersizler:

Göz hareketleri: Başlangıçta yavaş yavaş başlanmalı, sonra hız
arttırılmalıdır. *Gözlerinizi, yukarı ve aşağı hareket ettiriniz.
*Gözlerinizi, bir yandan, öteki yana hareket ettiriniz. *Gözünüzün
karşısında tuttuğunuz parmağınızı yüzünüze yaklaştırıp uzaklaştırırken
(30-90cm arasında), gözlerinizi bu parmak ucunda odaklaştırınız.

Baş Hareketleri: Başlangıçta yavaş yavaş ve gözler açık olarak
başlanmalı, daha sonra hız giderek arttırılmalı ve en son olarak da
gözler kapalıyken yapılmalıdır. *Başınızı öne ve arkaya eğiniz.
*Başınızı bir yandan öteki yana çeviriniz.

Oturur durumda uygulanabilecek egzersizler:

*Omuzlarınızı silkeleyiniz ve omuz başlarınıza daireler çizdiriniz. *Yere doğru eğilerek yerdeki bir cismi yakalamaya çalışınız.

Ayakta dururken yapılabilecek egzersizler:

*Gözler açık ve kapalıyken, oturup kalkınız. *Göz hizasında ufak bir
topu elden ele atarak yakalamaya çalışınız. *Diz hizasında ufak bir
topu elden ele atarak yakalamaya çalışınız. *Yere çömelip, doğrulunuz.
Daha sonra, kendi çevrenizde tam bir tur atınız.

Hareket halindeyken yapılabilecek egzersizler:

*Önce gözler açıkken, daha sonra kapalıyken oda içinde dolaşınız. *Önce
gözler açıkken, daha sonra kapalıyken bir yokuş inip, çıkınız. *Önce
gözler açıkken, daha sonra kapalıyken bir merdivene inip, çıkınız.
*Eğilme ve gerilere hedef alma hareketlerini içeren basketbol veya
bowling gibi herhangi bir oyunu oynayınız.

Baş Dönmesine Yol Açan En Sık Kulak Hastalıkları
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:12 pm

Meniere's Hastalığı

İç kulakta bulunan sıvının dengelenmesi, ayarlanması ile ilgili bir problemdir. Hastalığın gerçek sebebi bilinmemektedir.

İç kulak, işitme ve denge ile ilgilidir ve içi sıvı dolu bir kapsülden
oluşmuştur. Meniere's hastalığında, bu sıvının basıncı artar. Artan
basınç, kulak çınlamasına, kulakta tıkanıklık hissine, işitmede
azalmaya ve baş dönmesi hissine yol açar.

Hastalık, baş dönmesi, işitmede dalgalanmalar ve kulak çınlaması ile
karakterizedir. Bulantı, kusma, denge kaybı, terleme ve ishal eşlik
edebilir.

Ataklar, çoğunlukla ani başlangıçlıdır ve süreleri, 20 dakika ile 24
saat arasında değişebilir. Birçok vak'ada, ataklar, arka arkaya gelir.
Haftalar süren, sık tekrarlayan ataklar olur ve yine haftalar, aylar
süren normale dönüş görülür. İşitme kaybı, işitme sinirinde oluşan
hasardan dolayıdır. Hastalığın ilk evrelerinde, işitme kaybı, ataklar
esnasında görülür, daha sonra normale döner. Hastalık ilerledikçe,
işitme sinirinin düzelme kabiliyeti azalır ve sürekli işitme kayıpları
oluşur.

Nadiren, işitme kaybı, kulak basıncı veya çınlama olmadan, sadece
aralıklı olarak baş dönmesi görülebilir. Aynı şekilde, baş dönmesi
olmadan, aralıklı olarak işitme kaybı, kulak basıncı, çınlama olabilir.

Meniere's hastalığı, genellikle tek kulakta görülür ama iki kulak da tutulmuş olabilir.

İlaç tedavisi: İlaç tedavisinin amacı, iç kulaktaki sıvı basıncını
azaltmaya yöneliktir. Bu, az tuzlu yiyerek ve idrar söktürücü ilaçlar
kullanarak sağlanır.

Tuz, suyun vücutta kalmasına sebep olur, bu yüzden, tuz kısıtlaması
yapılır. İdrar söktürücüler de aynı amaçla kullanılırlar. Bu tedavi,
hastalığı kontrol altına almak amacıyla aylar, hatta yıllar boyu
kullanılabilir.

Denge sistemini baskılayıcı ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Temelde bu
ilaçlar beyinin, kulaktan gelen anormal uyarıları dikkate almamasını
sağlarlar.

Cerrahi tedavi: Cerrahi tedavi, ilaç tedavisinin başarılı olmadığı ve
şiddetli baş dönmesinin bulunduğu durumlarda yapılır. İşitmeyi korumak
için bütün gayret sarfedilir; bu yüzden operasyonun tipi, kulaktaki
işitmenin ne kadar kaybolduğuna bağlıdır. Operasyondan sonra, işitmenin
azalması mümkün olmasına rağmen, genellikle aynı kalır. Çınlama daha
iyi olabilir veya aynı kalabilir.

Operasyonun tipine bağlı olarak, baş dönmesinin mükemmel tedavisi
mümkündür. Baş dönmesi atakları yarım ile bir sene kadar sersemlik
şeklinde ortaya çıkabilir, daha sonra beyin ve diğer kulak görevi
üstlenince, bu durum da geçer.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:12 pm

Selim Pozisyonel Vertigo

İç kulaktan kaynaklanan en sık baş dönmesi sebebidir. Şikayetlerin, iç
kulakta bir yerde, kalsiyum çökmesi sonucu olduğuna inanılmaktadır. Bu
çöküntüler, yer çekimi ve baş hareketleriyle, iç kulak sıvısında
serbestçe yüzmektedirler. Kendiliğinden, viral hastalığı takiben veya
baş travması sonrası oluşabilir.

Bu hastalıkta, baş ve vücut pozisyonlarında değişiklikle ortaya çıkan,
bazen bulantının da eşlik ettiği baş dönmesi, sersemlik hâli görülür.
Şikayetler, birkaç saniye veya dakika sürer. Şikayetler ortaya
çıktığında, sorumlu kulak, genellikle yere doğru dönük olan kulaktır.
İşitme kaybı, kulakta basınç hissi veya çınlama gibi şikayetler
görülmez.

Bu durum, selim bir durumdur, çünkü kendi kendine düzelir. Düzelme, haftalar, aylar nadiren de bir yıl sürebilir.

Denge sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanılır. Nadiren cerrahi gerekebilir.

Vestibüler Nörinit (Labirentit)

Bu hastalıkta, iç kulaktaki denge bölümünde bulunan sinir hücrelerinde
şişme olur. Virüsün sebep olduğu düşünülmektedir. Kişiler, şikayetleri
başlamadan önce, bir üst solunum yolu enfeksiyonu, soğuk algınlığı
geçirdiklerini söyleyebilirler.

Ani oluşan baş dönmesi, bulantı, denge kaybı görülür; işitme normaldir.
Şikayetler, başlangıçta şiddetlidir, kişi yürürken on gün kadar yardıma
ihtiyaç gösterir ve kişinin bütün işlerini yapabilmesi, araba
kullanabilmesi için de haftalar, hatta aylar gerekebilir. Kişi, başını
ani olarak döndürdüğünde, geçici baş dönmesi veya sersemlik hissetmeye
devam edebilir. Bu, bir yıl kadar sürebilir.

Şikayetlerin geçmesi için, denge sistemini bastıran ilaçlar kullanılır.
İlaçlar, günde üç defa alındıklarında en etkili olurlar. Baş dönmesi
azalmaya başladığında, ilaçlar da azaltılır ve sonunda kesilir. Nadir
olarak, şikayetler bir yıldan fazla sürerse, operasyon yapılabilir.

Beyin ve diğer kulak, işlevleri üzerlerine aldıkları zaman, tam
iyileşme olur. Bu süreç, bir yıl olabilir ve arada psikolojik ve
fiziksel stresler, şikayetlerin geçici olarak artmasına yol açabilir.
Şikayetler, stresle artsa bile, zamanla fiziksel aktiviteyi arttırmak
önemlidir. Başınıza gelen şeylerin normal iyileşme süreci olduğunu
bilin; kulağınıza veya iyileşmenize kötü yönde etki etmediğinizi
aklınızda bulundurun.

Perilenf Fistülü

Bu rahatsızlık, uçağın inişe geçmesi, derine dalma, kafa travması gibi
durumlarda ani basınç değişikliği sonucu oluşabilir. Basınç
değişikliği, orta kulak ile iç kulağı birbirinden ayıran zarlarda
yırtık meydana getirebilir ve iç kulak sıvısı, orta kulağa akar.

Baş hareketleri ile "baş dönmesi" ve "sersemlik hissi" oluşur. "İşitme
kaybı", "kulakta basınç veya çınlama" eşlik edebilir veya etmez.

Çoğu kez bu yırtık kendiliğinden iyileşir, tedaviye gerek kalmaz. Nadir
vak'alarda, baş dönmesi kalıcı hâl alır. İlerleyici işitme kaybı
oluşursa, operasyon gerekebilir.

Operasyonda, bu yırtık bölgenin tespiti ve onarılması gerçekleştirilir.

Akustik Nörinom

Akustik nörinom, denge sinirinde en sık oluşan selim tümöre verilen
isimdir. Tümör, çok yavaş büyür, bu yüzden şikayetler belirgin olmadan
yıllar boyu sürüyor olabilir.

"Baş dönmesi", genellikle görülmez, çünkü tümör yavaş yavaş büyür,
beyin ve diğer kulak, onun görevini üstüne alır. Bunun yerine hasta,
dengesizlik hissine kapılabilir. Ortaya çıkan ilk şikayet "kulak
çınlaması" olabilir. Çınlama, büyüyen tümörün siniri uyarmasıyla ortaya
çıkar. Tümör büyüdükçe sinirin işitme bölümü de etkilenir ve işitme
azlığı ortaya çıkar.

Teşhis, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonanslı tetkikler ile konur.

Tedavi, tümörün operasyonla çıkartılmasıdır.

Yaşlılığa Bağlı Baş Dönmesi

Yaşlılıkta oluşan birçok değişiklik gibi, dengeyi sağlamakla görevli sistemlerde de değişiklikler olur.

Dengeyi etkileyen değişiklikler: Yaşlılarda, işitmenin azalması gibi,
denge sinirinde de, "dönme, ivmelenme" gibi değişikliklere olan
hassasiyette azalma olur. Sinirdeki uyarılarda azalma olabilir veya
beyin kendisine gelen uyarıları tam olarak değerlendiremeyebilir; her
iki durumda da, rahatsızlık, kendini baş dönmesi olarak ortaya koyar.

Görüşte azalma, bulanık görüş veya yakın bakışta göz yorgunluğu da buna
eklenir. Gözdeki lenslerin elastikiyetinin azalması buna yol açar ve
bifokal gözlüklerle bu durum düzeltilebilir. Göz tansiyonu, katarakt
gibi durumlar da görmeyi etkileyerek, beyine giden bilginin azalmasına
yol açarlar.

Kol ve bacaktaki kaslarda, liflerde, eklemlerde bulunan sinir uçlarında
da değişikler olur. Omurgada ileri derecede eğim oluşabilir veya genel
kas kütlesi azalmış olabilir. Şeker hastalığı, romatizma gibi
hastalıklar, el ve koldaki his sinirlerinin zayıflamasına yol açarlar,
böylece, vücud pozisyonu hakkında beyine iletilen bilgilerde azalma
olur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:12 pm

Yaşlanmaya bağlı baş dönmesinin belirtileri:

1-Hızlı bir şekilde dönerken veya pozisyon değiştirirken, eğilirken
veya birden doğrulurken, aşağı veya yukarı bakarken, "başta sersemlik,
dönme, boşlukta olma" gibi hisler oluşabilir.

2-Yürürken, bir yandan bir yana sallanmaya meyilli gibi hissedilebilir.

Şikayetler nasıl en aza indirilir? Yaşlılıkla ortaya çıkan şikayetleri
ortadan kaldıracak ilaçlar yoktur, fakat yardımcı yollar vardır:

1-Sabah uyanınca yataktan kalkmadan önce, yatağın kenarında birkaç dakika oturunuz.

2-Pozisyon değiştirirken veya dönerken yavaş hareket ediniz. Yanınızda
kendinizi dengelemeye yardımcı olacak bir şey bulundurunuz.

3-Yukarı veya aşağı bakmak, eğilmek, birden doğrulmak, "baş dönmesi"
yapabileceği için, bu sırada yanınızda, tutunacağınız bir şey
bulundurunuz.

4-Hiç bir zaman karanlıkta yürümeyiniz. Gece kalktığınızda, parlak bir ışık yakınız. Banyonuzda gece lambası bulundurunuz.

5-Yürürken fazla probleminiz varsa baston kullanınız. Unutmayınız, bu
cisimlere dayanmıyorsunuz; beyninize, kol ve bacaklarınızdan giden
bilgilerin artmasını sağlıyorsunuz.

6-Şeker hastalığı, göz tansiyonu, yüksek tansiyon, romatizma gibi
rahatsızlığınız varsa bunları da uygun ilaç ve diyetlerle kontrol
altında tutunuz.

Gürültü, Kulaklar ve Korunma

Ülkemizde geniş bir araştırma yapılmamıştır fakat Amerika Birleşik
Devletleri'nde yapılan bir araştırmada her on Amerikalı'dan birinde
normal konuşmayı anlamayı engelleyecek kadar işitme kaybı olduğu
bulunmuştur. "Yükses sese maruz kalmak" en sık karşılaşılan sebeptir.

"Gürültü" Gerçekten Kulaklarıma Hasar Verebilir Mi?

Evet, gürültü tehlikeli olabilir. Yeteri kadar yükses ve uzun süreli olursa, işitmenize zarar verebilir.

Gürültünün sebep olduğu hasar, sinir tipi işitme kaybı olarak
adlandırılır; birçok sebep bu tip işitme kaybına yol açabilir ama
gürültü kaynaklı olanın önemli bir ayrıcalığı vardır-ilerlemesi
durdurulabilir veya olmadan tamamen önlenebilir.

Kulaklarımı Alıştırabilir Miyim?

Hayır. Şayet hep gürültüde büyüdüğünüz için buna alıştığınızı
zannediyorsanız bu yanlıştır. Gürültü işitmenizi azaltmıştır ve hiç bir
ilaç, operasyon veya işitme cihazı gürültünün kulağınızda yaptığı
hasarı tam olarak düzeltemez.

Kulak Nasıl Çalışır?

Kulak dış, orta ve iç olmak üzere başlıca üç bölümden oluşmuştur. Dış
kulak, kulak kepçesi ve dış kulak yolundan meydana gelmiştir. Kulak
zarı, dış kulak ile orta kulağı birbirinden ayırır. Orta kulaktaki üç
küçük kemikçik ses dalgalarının iç kulağa iletilmesini sağlarlar. İç
kulakta işitme siniri başlar ve sesi beyine taşır.

Her türlü ses kaynağı, havaya ses dalgaları veya titreşimleri gönderir.
Bunlar dış kulak yolundan geçerek kulak zarınıza çarparlar ve zarınızı
titreştirirler. Titreşimler orta kulaktaki kemikçikler vasıtasıyla iç
kulağa, işitme sinirine iletilirler. Burada titreşimler, sinir
uyarılarına dönüşürler ve beyinde ilgili bölgeye gönderilirler. Beyin,
sesi "müzik, kapı çarpması, insan sesi" şeklinde ayırarak yorumlar.

Gürültü çok şiddetli olursa iç kulaktaki sinir hücrelerini öldürmeye
başlar. Gürültüye daha uzun maruz kalındıkça daha fazla işitme siniri
hasar görür. İşitme sinirinizde sinir sayısı düştükçe de işitmeniz
azalır. Ölü sinir hücrelerini hayata döndürmek mümkün değildir; hasar
kalıcıdır.

Gürültünün Zararlı Olduğunu Nasıl Bilebilirim?

İnsanların gürültüye karşı hassasiyetleri değişir. Genel olarak şu
şartlarda gürültü kulağınıza zarar verebilir: *kendinizi duymak için
bağırmak zorunda kalıyorsanız *gürültü kulağınızda ağrı oluşturuyorsa
*kulak çınlamanız oluyorsa *gürültüye maruz kaldıktan sonra birkaç saat
hafif sağır gibi oluyorsanız.

Ses, bilimsel olarak iki türlü ölçülebilir. Sesin yoğunluk veya şiddeti
ki "desibel" cinsinden ifade edilir. Frekans, sesin saniyedeki titreşim
sayısıdır. Ses, alçak frekanslarda "kalın(pes)", yüksek frekanslarda
"ince(tiz)" duyulur.

Sesin Frekansının Benim İşitme Kaybımla İlgisi Nedir?

Frekans saniyedeki titreşim olarak ifade edilir. İşitmenin en iyi
seviyede olduğu çocuklar, saniyede 20 ile 20.000 titreşim arasındaki
sesleri duyabilirler.

İnsan sesi 300 ile 4000 frekans arasındadır ve insanlar bu aradaki
sesleri diğerlerinden daha iyi duyarlar. İşitme kaybı başladığında ilk
önce yüksek frekanslarda duyma azalır işte bu sebepledir ki kişiler
ince sesli bayan ve çocukların seslerini duymada zorlanırlar.

Yüksek frekanslardaki kayıp, sesin yapısını da bozabilir; bu yüzden
kişiler işitse bile işittiklerini tam olarak anlamakta zorluk çekerler.
İşitme kaybı olanlar çoğunlukla birbirine benzeyen sesleri ayırdetmede
zorlanırlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:13 pm

Desibel Nedir?

Sesin şiddeti desibel (dB) cinsinden ölçülür. "0" desibel insan
kulağının işitebileceği en düşük ses olarak kabul edilir. "180" dB ise
roketin fırlatılış anında çıkardığı ses olarak ölçülür.

Desibeller logaritmik olarak artar ve azalır. Bu şu anlama gelir. 20
dB, 10 dB'den 10 kat daha şiddetlidir. 30 dB, 10 desibelden 100 kat
daha şiddetlidir.

Yaklaşık ses Örnek

seviyesi (dB)

---------------------------------

0 İnsan kulağının duyabileceği en düşük ses

30 Fısıltı, sessiz konuşma

60 Normal konuşma, dikiş makinası, daktilo

90 Ağır vasıta trafiği, günlük maksimum insan 8 saat maruz kalmalıdır (insanların % 90'nını korur)

100 Elektrikli testere, asfalt delme makinası, (korunmasız olarak günde iki saat maruz kalınabilinir)

115 Yüksek sesli roket veya rock konserleri (günde maksimum 15 dakika maruz kalınabilir)

140 Silah sesi, jet motoru, (korunmasız kulaklarda ağrı oluşturur. Kulak korunmadan bu sese izin verilmemelidir)

Desibeller Kulağımı Etkilemeden Ne Kadar Yüksek Olabilir?

Uzmanlar 85 desibel üzerindeki sese sürekli maruz kalmanın tehlikeli olabileceğinde anlaşmışlardır.

Duyduğum Sesin Süresinin, İşitmemi Etkileme Tehlikesi İle Bir İlgisi Var Mıdır?

Kesinlikle vardır. Yükses şiddette sese ne kadar uzun süre maruz
kalırsanız, işitmenizde o kadar fazla hasar oluşur. Aynı zamanda ses
kaynağına ne kadar yakın olursunuz o kadar fazla etkilenirsiniz.

Her silah sesi, yakındaki kişilerin işitmesinde hasar meydana
getirebilir. Uzun namlulu silahlar ve top daha şiddetli ses
çıkardıkları en kötüleridir. Fakat oyuncak silahlar bile şayet
yakınsanız işitmenizde hasar meydana getirebilirler.

Son zamanlarda gençlerde yapılan araştırmalar önemli ölçüde alarm
vermektedir. Çok gürültülü diskolar ve kulaklıklarla yüksek sesli müzik
dinlemek bunun sorumlusu olabilir.

Gürültü, İşitmemin Dışında Daha Fazla Bir Zarar Verebilir Mi?

Gürültüye maruz kalındıktan sonra ortaya çıkan kulak çınlaması
çoğunlukla kalıcıdır. Bazı kişilerin, yüksek ses karşısında endişe ve
hassasiyeti artabilir, nabız ve kan basıncında artış olabilir veya mide
asit salgısında artış görülebilir.

"Yüksek gürültü" ayrıca iş ortamında dikkati dağıtarak verimi düşürebilir.

İşitme Koruyucular Kullanmalı Mıyım?

Şayet çok gürültülü bir ortamda çalışıyorsanız, işitme koruyucuları
kullanmalısınız. Ayrıca çok gürültülü bir alet veya silah kullanırken
de kullanmalısınız.

İşyerinde günde sekiz saatten fazla 85dB veya yukarısında gürültüye
izin verilmemelidir. Çalıştığınız yerde ortalama ses şiddeti sekiz saat
süre ile 90 dB'den yüksek ise işitme koruyucuları kullanmalısınız.

İşitme Koruyucuları Nelerdir ve Ne Kadar Etkilidirler?

Bu koruyucular zara ulaşan sesin şiddetini azaltmaya yararlar. İki türde karşımıza çıkarlar: kulak tıkaçları ve kulaklıklar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:13 pm

Kulak tıkaçları dış kulak yoluna takılan ve sesin şiddetini önleyen
tıkaçlardır. Bunların etkili olabilmesi için kulak yolunu tam
tıkamaları gerekir. Çeşitli boyutlarda satılmaktadırlar. Kullanırken
temiz olmalarına ve dış kulak yolunu tahriş etmemelerine titizlik
gösterilmelidir.

Kulaklıklar bütün kulağı kaparlar ve bir bant ile iki kulaklık
birbirine bağlıdır. Etkili olması için kulak kepçesini sıkıca kapatması
gerekir.

Tam uygulanan kulak tıkaçları ve kulaklıklar sesin şiddetini 15 ile
30dB kadar azaltırlar. İkisi birbirine eşit etkili olsa da kulak
tıkaçları düşük frekanslarda daha fazla, kulaklıklar yüksek
frekanslarda daha fazla etkilidirler.

Beraber kullanıldıklarında ek olarak 10-15dB daha fazla koruma
sağlarlar. Gürültü 105dB'den yüksekse beraber kullanımları önerilir.

Niçin Kulaklarımı Sadece Pamuk İle Kapatamam?

Kulak kanalına sokulan basit pamuk ve kağıtlar sesi çok etkili önleyemezler sadece 7dB kadar şiddeti azaltırlar.

İşitme Koruyucularının Genel Problemleri Nelerdir?

Bu tür işitme koruyucu kullanan işçilerin faydalanmaları gereken
koruyuculuğun yarısından daha azı ile korundukları bulunmuştur. Bunun
sebebi koruyucuların uygun ve sürekli kullanılmamalarıdır.

Sekiz saat devamlı kullanıldığında 30dB koruma getiren koruyucular
mesela sadece bir saat takılmazlarsa koruyuculukları 9dB'e düşmektedir.

Koruyucular yıpranmış veya yırtılmışsa kişiler yaklaşık 1000 kat daha fazla ses enerjisine maruz kalmaktadırlar.

Bunlara ek olarak, gürültüye maruz kalma, birikim yapar. Evde veya
oyunda karşılaşılan gürültü de günlük limite eklenmelidir. İşyerinde
maksimum günlük doza ulaşılmışsa sonradan gürültülü bir ortamda
bulunmak veya yüksek sesli müzik dinlemek güvenlik limitini geçmeye
sebep olur.

İşitme Koruyucular Kullanırken Diğer İnsanları veya Makinelerin Sesini İşitebilir Miyim?

Güneş gözlükleri nasıl görüşü daha kolaylaştırırsa, işitme koruyucular
da etraftaki gürültüye rağmen konuşmaların daha net anlaşılmasına
yardımcı olurlar. Gürültü olmayan bir ortamda bile işitme koruyucu
kullanan kişiler normal bir konuşmayı duyabilirler.

İşitme kaybı ve dil problemi olan kişilerde, işitme koruyucular önemli
etki yaratmazlar ki zaten bu kişiler işitmelerinin daha fazla
bozulmaması için koruyucu kullanmalıdırlar.

Bazen "işitme koruyucu kullanan işçilerin makinenin bozuk ses
çıkardığını duymadıkları" iddia edilir, fakat işçiler bir süre sonra
buna alışırlar ve ses değişikliğini farkederler.

Şayet İşitmem Halihazırda Hasar Görmüşse Ne Olabilir? Ne Yapabilirim?

İşitme kaybı, genellikle yıllar içerisinde gelişir. Ağrısız ve yavaş
yavaş olduğu için farkına varmayabilirsiniz. Uzun süre yükses sese
maruz kalmayla ortaya çıkan "çınlama" sesini farkedebilirsiniz.
Özellikle gürültülü ortamlarda insanların ne dediğini
anlamayabilirsiniz. Bu durum yüksek frekans işitme kaybının başlangıcı
olabilir ve işitme testinizin yapılması gerekir.

Bazen bu durumlara sadece bir kulak kiri veya kulak iltihabı yol açar
ve kolayca tedavi edilebilir. Fakat gürültünün yol açtığı işitme kaybı
da olabilir. Bu durum kalıcı olduğu için tedbirin elden bırakılmaması
gerekir. İşitme kaybınızdan şüphe ettiğinizde kulak, burun, boğaz
hekimine başvurunuz. Doktorunuz işitme probleminizi ortaya koyacak ve
en iyi tedavi yöntemini önerecektir.

Meniere Hastalığı

"Meniere Hastalığı" Nedir?

İç kulağın bir hastalığıdır. Sebebi tam olarak bilinmese de iç kulakta
bir bölmedeki sıvının yüksek basınca ulaşmasından oluştuğu
düşünülmektedir. İç kulaktan kaynaklanan baş dönmesinin en sık
sebeplerinden birisidir. Çoğu vak'ada tek kulak etkilenir fakat %15
vak'ada iki kulak da etkilenmiş olarak ortaya çıkabilir. Bu hastalık
tipik olarak 20 ile 50 yaşları arasında başlar. Erkek ve kadında eşit
oranda görülür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:13 pm

Ne Tür Rahatsızlıklar Verir?

Verdiği rahtsızlıklar:

*Aralıklı baş dönmesi (bir şeyin etrafında çevriliyormuş gibi)

*İşitme kaybı

*Kulak çınlaması (kulakta gürültü, vızıltı veya zil sesi)

*Etkilenen kulakta dolgunluk hissetmek

Meniere hastalığının en kötü rahatsızlığı baş dönmesidir. Bir hareket
olmadığı halde hareket varmış gibi algılanır. Baş dönmesi sıklıkla iç
kulak rahatsızlığından ortaya çıksa da, merkezi sinir sistemi
bozukluklarından da kaynaklanabilir.

Meniere'deki baş dönmesi ataklar halinde olur ve dengesizlik hissi,
bulantı ile kusma buna eşlik eder. Baş dönmesi 20 dakikadan 2 saate
kadar sürebilir hatta bazen daha uzun olabilir. Ataklar esnasında kişi
günlük işlerini yapamayacak duruma gelir. Sonrasında uyku bastırır ve
sersemlik hissi günlerce sürebilir.

Hastalığın başlangıcında, özellikle pes tonları tutan bir işitme kaybı
olabilir fakat genellikle zaman içerisinde bütün tonları tutan işitme
kaybı gelişir. Yüksek tondaki sesler kişiye rahatsızlık verir ve normal
olarak algılanmayabilir.

Meniere hastalığındaki "çınlama" ve "kulakta dolgunluk hissi"
değişkendir, işitme kaybı ile birlikte olabilir, devamlı olabilir veya
ataklar sırasında, öncesinde ortaya çıkabilir.

Bu hastalığın verdiği rahatsızlık çok az olabileceği gibi, kişinin
günlük işlerini yapmasına izin vermeyecek kadar özellikle şiddetli baş
dönmeleri şeklinde de olabilir.

Nasıl Teşhis Konur?

Hekiminiz, şikayetleriniz hakkında detaylı bilgi alacaktır. Atakların
sıklığı, şiddeti, süresi, işitme kaybınız, kulak dolgunluğunuz
araştırılacaktır. Frengi, kabakulak veya geçmişte geçirmiş olduğunuz
hastalıklar, göz iltihabı, alerji veya geçmişte kulak operasyonu
geçirip geçirmediğiniz sorulabilir. Genel sağlık, şeker hastalığı, kan
kolesterol düzeyi, tiroid bezi, sinir sistemi ve duygu durumunuz ile
ilgili sorular sorulacaktır. Bu durumları araştırmak için testler
istenebilir. Ataklar olmadığı zaman kulak, baş ve boyun muayeneniz
normaldir.

İşitme testinizde, etkilenen kulakta tipik olarak "sinir tipi işitme
kaybı" ortaya çıkar. Bu kulakta işitilenlerin anlaşılma yüzdesi
azalmıştır. Denge testleriniz yapılabilir. Hastaların yaklaşık
%50'sinde etkilenen kulaktaki denge fonksiyonu azalmıştır.

İç kulak basınç testleri, işitme yollarının testleri, bilgisayarlı
tomografiniz veya manyetik rezonans filmleriniz işitme ve denge
yollarında bir tümör olup olmadığının araştırılması için istenebilir.
Bu tür tümörler nadirdir fakat Meniere hastalığındaki gibi şikayetlere
sebep olabilirler.

Hekiminiz Ne Tür Tedavi Uygular?

Diyet ve İlaç: Bazı hastalarda tuzsuz diyet ve idrar söktürücü ilaçlar
atakların sıklığını azaltabilirler. İdrar söktürücülerden tam randıman
alabilmek için, ilacınızı düzenli almanız ve tuz kısıtlaması yapmanız
önemlidir.

Böş dönmesi için kullanılan ilaçlar geçici bir rahatlık
sağlayabilirler. Bazen "bulantı" için ilaç verilebilir. Bulantı ve baş
dönmesi için kullanılan ilaçlar uyku hâli verebilirler.

Yaşam Biçimi: Kafein, alkol ve sigaradan kaçınınız. Düzenli uyku ve
yemek alışkanlığı edininiz. Aşırı yorgunluktan kaçınarak hareketli bir
yaşam tarzı edininiz. "Stres" baş dönmesini ve çınlamayı artırabilir.
Stresten kaçınmak ve psikoterapi önerilebilir.

Tedbirler: Uyarınız olmadan baş dönmeniz oluyorsa, araba kullanmayınız. Merdiven çıkma, yüzme gibi durumlarda tedbirli olunuz.

Ne Zaman Operasyon Önerilir?

Baş dönmesi atakları, gerekli tedbirler ve ilaçlarla önlenemiyorsa, aşağıdaki operasyonlardan biri önerilebilir:

1-İç kulaktaki belli bir bölgenin açılması ile basıncın düşürülmesi
operasyonu, çoğunlukla işitmeyi engellemeyen bir operasyon türüdür. Baş
dönmesi atakları, vak'aların yarısı ile üçte ikisinde kontrol altına
alınır fakat her vak'ada kontrol edilemeyebilir. Bu işlemden sonraki
kendine gelme süresi diğer işlemlere göre daha kısadır.

2-Denge siniri iç kulağı terkettiği yerde kesilebilir. Bu operasyonda
baş dönmesi atakları çoğunlukla önlenebilir ve işitme korunur.

3-Etkilenen kulakta hem işitme hem de denge sinirleri harap edilebilir.
Bu operasyon kişide zaten hastalıktan dolayı işitme azalmışsa yapılır.
Baş dönmesi ataklarının kontrolünde en yüksek başarı oranını verir.

Bazı durumlarda diğer operasyonlar ve tedavi yöntemleri önerilebilir.
Şayet operasyon gerekiyorsa bunun riskleri ve faydaları kişi ile iyice
konuşulur. Meniere hastalığıda tedavi olmasa bile baş dönmesi atakları
hemen hemen bütün vak'alarda kontrol altına alınabilir.

YÜZÜCÜ KULAĞI

Kulak Kaşıntısı ve Mantar Enfeksiyonu

"Yüzücü Kulağı" Ne Demektir?

Dış kulak yolu iltihaplarından birine verilen isimdir. Kulağın mantar
enfeksiyonu da denir. Bazen mantarlar tarafından oluşturulsa da,
özellikle ağrılı vak'alarda doğada sık rastlanan bir bakteri tarafından
oluşturulur.

Nasıl Korunursunuz?

Su kulağınıza girdiğinde beraberinde mantar ve bakterileri de
getirebilir. Çoğunlukla su geri gelir, kulak kurur ve bakteri ile
mantarlar problem oluşturmazlar. Fakat su bazen dış kulak yolunda
hapsolur ve buradaki cildi yumuşatır. Nemli ortamda bakteri ve
mantarlar ürer, beslenir ve kulağı iltihaplandırabilirler.

Başlangıçta kulaklarda tıkanıklık hissedilir ve kaşıntı olabilir. Kısa
zamanda dış kulak yolu şişer, tıkanır ve bazen süt gibi bir akıntı
olur. Çok ağrı yapmaya başlar. Kulak kepçesi ve önü çok hassaslaşır.
İltihap bu duruma geldiğinde hekim tedavisi gerekir. Bu, boyun bezleri
şişerse de geçerlidir.

Kulağınızda su hapsolduğunu hissettiğinizde koruyucu antiseptik
damlalardan kullanarak bütün bu olaylar zincirini önleyebilirsiniz.

Şayet kulak hekiminiz kulak zarınızın normal ve güvenli olduğunu
söylerse, yüzme sonrası kulak damlalarınızı kullanabilirsiniz. Basit
alkol damla kullanmak önerilebilir. Alkol, suyu emer, dış kulak yolunun
kurumasına yardımcı olur ve aynı zamanda yüzücü kulağında oluşabilecek
bakteri ve mantarları öldürebilir. Asetik asit ihtiva eden beyaz sirke
de kullanılabilir. Eczaneden alkol veya sirkeyi muhafaza edecek
damlalık alabilir ve çantanızda taşıyabilirsiniz.

"Yüzücü Kulağı"ndan Korunmak

Şayet yüzme, duş veya banyo sonrası kulağınızda suyun hapsolduğunu
veyahut kulağınızın nemli kaldığını hissederseniz, bu kulağınız
yukarıda kalacak şekilde başınızı eğiniz ve kulak kepçenizi yukarı ve
geriye doğru çekerek damlalarınızı damlatınız.

Damlaların heryere ulaşmasını sağlamak için kulağınızı ovalayınız, daha
sonra kulağın kuruması için kulağınızı aşağı yönde çeviriniz.

Şayet kulak probleminiz tekrarlayan bir eğilim gösteriyorsa, kulak,
burun, boğaz hekiminiz yüzmeden önce kulaklarınızı nasıl koruyacağınızı
anlatacaktır.

Dikkat!

Şayet kulağınız hâlen iltihaplı, kulak zarınız delinmiş veya önceden
delik ise, hasar görmüşse veyahut kulak operasyonu geçirmiş iseniz,
yüzmeden ve kulak damlası kullanmadan önce kulak, burun, boğaz hekimine
danışmanız lazımdır.



Kulaklar Neden Kaşınır?

Kaşınan her türlü kulak, kişiyi deli eder. Ani oluşan kaşıntılara
sıklıkla mantar enfeksiyonu sebep olur, daha uzun süreli durumlarda
sıklıkla kronik dermatit denilen deri inflamasyonu kaşıntının
sebebidir. Başta oluşan kepek gibi dış kulak yolunda da kuru, ince ve
bol miktarda kepek oluşabilir, buna "seboreik dermatit" adı verilir.
Bazı kişiler, yiyeceklerinde değişiklik yaparak (yağlı yiyecekler,
karbonhidratlar, çikolata gibi yiyeceklerden uzak durarak) bu durumun
önüne geçebilirler. Hekimler kulaklar kaşındığında genellikle yağlı
veya kortizonlu damlalar önerirler. Uzun süreli tedavisi olmasa da
kontrol altında tutulabilirler. Nadir olarak kulak kaşıntısı alerjik de
olabilir ve bu durumun tedavisi farklıdır.

Kaşıntılı, kepekli kulaklar veya kulak akıntısının biriktiği kulaklar,
"yüzücü kulağı"nın gelişmesine yatkındırlar. Bu kişiler özellikle
kulakları ıslak kaldığında koruyucu kulak damlaları kullanmaları
konusunda bilinçli olmalıdırlar. Yüzme mevsimi başlamadan önce
kulaklarını temizletmeleri de çok yardımcı olur.



Tatarcık, Sinek ve Yabancı Cisimler?

Kulak içerisine giren birçok böcek vardır, tatarcık, güve, hamamböceği
bunların başında gelir. Tatarcıklar kulak akıntısı içerisinde hapsolur
ve uçamazlar. Daha büyük böcekler kulak içerisinde dönemezler ve geri
çıkamazlar. Bu yüzden sürekli hareket ederek kişide kulak ağrısına,
sese ve korkuya sebep olurlar.

Tatarcıklar ılık su ile yıkanarak kolayca çıkartılabilirler (Yıkadıktan
sonra hem kulağın kuruması hem de antiseptik amaçla alkol damlatmayı
unutmayınız). Büyük böcekler için ilk yapılacak şey kulağın mineral yağ
ile doldurulmasıdır, yağ böceğin nefes deliklerini tıkayarak ölmesine
sebep olur. Bu durum 5 ilâ 10 dakikada gerçekleşir. Bundan sonra
böceğin çıkartılması için hekime başvurmanız gerekir.

Boncuklar, kalem uçları, silgiler, plastik oyuncak parçaları, kuru
fasulyeler çocukların kulaklarına soktukları sık yabancı
cisimlerdendir. Bunların çıkartılması çok hassas bir iştir ve mutlaka
bir kulak burun boğaz hekimince yapılmalıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:14 pm

Kulaklar, Yükseklik ve Uçak Yolculuğu

Uçak yolculuğu sırasında niçin kulaklarınızda "pop" diye bir basınç
hissettiğinizi hiç merak ettiniz mi? Veya niçin basınç hissetmediğiniz
zaman kulak ağrınız olduğunu düşündünüz mü? Uçaklar inişe geçtiğinde
çocukların niçin yaygara çıkartıp ağladığını hiç merak ettiniz mi?

Uçak yolculuğu sırasında karşılaşılan en sık tıbbi problem kulak
problemleridir. Çoğunlukla basit rahatsızlıklar olur, nadiren geçici
ağrı ve işitme kaybı oluşur. Bu broşür uçak yolculuğunuz esnasında
karşılaştığınız hafif kulak problemlerinizi ve nasıl korunacağınızı
anlamanız için hazırlanmıştır.

Yapı

Kulak genel olarak üç bölüme ayrılır:

a)Dış kulak: Başın yan tarafında görülen kulak kepçesi ile içeriye kulak zarına kadar devam eden dış kulak yolundan oluşur.

b)Orta kulak: Kulak zarı ile iç kulak arasında kalan ufak boşluktur.
Burada üç adet kemikçik, kulak kemiğinin hava boşlukları bulunur.

c)İç kulak: Kulak kemiğinin iç kısmında bulunan ve işitme ile denge sinir uçlarını ihtiva eden bölümdür.

Hava yolculuğu sırasında probleme yol açan, orta kulak bölümüdür. Ufak
bir hava boşluğu olduğu için, basınç değişikliklerinden etkilenir.

Normal olarak her yutkunduğunuzda (veya ikinci üçüncü yutkunduğunuzda)
kulaklarınızda ufak bir çıt sesi veya basınç oynaması hissedersiniz. Bu
esnada geniz ile orta kulak arasındaki östaki borusu vasıtası ile orta
kulağınıza hava kabarcığı geçmiştir. Orta kulaktaki hava burayı döşeyen
doku tarafından sürekli emilir fakat "östaki borusu" her yutkunuşta
sürekli hava sağlar. Bu sayede kulak zarının her iki tarafındaki hava
basıncı eşitlenir. Şayet bir şekilde basınç farkı oluşursa, kulaklar
tıkalı imiş gibi hissedilir.

Östaki Borusu ve Kulakların Tıkanıklığına Neler Sebep Olur?

Östaki borusu, birçok sebepten dolayı tıkanabilir veya ağzı kapanabilir. Bu durumda, orta kulak basıncı eşitlenemez.

Orta kulaktaki hava sürekli emilir ve yenilenemediği için vakum oluşur,
kulak zarı içeri doğru çöker. Gergin kulak zarı normal olarak
titreşemez ve sesler donuk, az gelir. Kulak zarının gerginleşmesi de
ağrı oluşturabilir. Şayet bu durum bir süre devam ederse, ota kulaktaki
basıncı eşitleyebilmek için, orta kulağı döşeyen dokudan kan serumuna
benzer bir sıvı sızarak burayı doldurur. Bu duruma "orta kulakta sıvı",
"seröz otit" veya "aero-otit" ismi verilir.

Östaki borusunu tıkanmasına yol açan en sık sebep basit soğuk
algınlığıdır. Sinüs iltihapları ve burun alerjileri de (saman nezlesi
gibi) sık sebeplerdendir.

Östaki borusu ve onu döşeyen döşeyen doku, burun ve genizin devamıdır.
Bu devamlılıktan dolayı çoğunlukla burunun tıkalı olması, kulakların da
tıkalı olmasına ve böyle hissedilmesine sebep olur.

Östaki borusunun tıkanmasının bir diğer sebebi dokularda şişliğe yol açan orta kulak iltihaplarıdır.

Östaki borusu yetişkinlere göre daha dar olduğu için çocuklar tıkanıklığa daha yatkındırlar.

Hava Yolculuğu Nasıl Problem Yaratır?

Hava yolculuğu esnasında ani basınç değişiklikleri olur. Bu basınç
değişikliklerinin eşitlenmesi için östaki borusunun o esnada hemen
açılıp kapanabilmesi lazımdır. Bu olay özellikle uçak inişe geçtiğinde
görülür.

İlk dönemde basınç eşitlenmesi sağlanamayan uçaklarda bu gerçek bir
problem oluşturmaktaydı. Günümüzde bu olay en aza düşürülmüştür. Buna
rağmen hâlâ bazı önlenemeyen basınç değişiklikleri olabilmektedir.

Gerçekte, basınç değişikliğine yol açan her türlü durum problem
yaratır. Aynı durumla, yüksek binalarda hızla hareket eden asansörlerin
içinde veya suya dalarken karşılaşırsınız. Derine dalan dalgıçlara ve
pilotlara bu durumla nasıl başedecekleri öğretilir. Siz de kendi
metodunuzu öğrenebilirsiniz.

Kulaklarınızın Tıkanmasını Nasıl Önlersiniz?

Yutma işlemi östaki borusunu açan kasları harekete geçirir. Sakız
çiğnerken veya naneli şeker yerken daha sık yutkunursunuz. Bunlar inişe
geçmeden önce yapılabilecek iyi egzersizlerdir. Esnemek daha bile
iyidir. Esnerken bu kas daha iyi uyarılır. İniş sıasında uyumamaya
dikkat etmeniz gerekir çünkü uyurken yutkunma işlemi çok yavaşlar (uçuş
ekibi inişe geçildiğinde sizi uyandırmak ister).

Şayet yutkunmak ve esnemek etkili değilse şu metod en iyi sonucu verir:
1)Burun kanatlarınızı elinizle sıkıca kapatınız 2)Ağızdan kuvvetli bir
soluk alınız 3)Ağzınız ve burnunuz kapalı olduğu halde bu nefesi yanak
ve yutma kaslarınızı kullanarak dışarı üflemeye çalışınız, böylece
basınçlı hava östaki borusundan orta kulağa geçebilir. Kulağınızda
basınç veya ses hissttiğinizde başardınız demektir. İniş sırasında bunu
birçok kez yapmanız gerekebilir.

Bebekler bu işlemi yapamazlar fakat bir şey emerlerse rahatlarlar. İniş
sırasında bebeğinizi emziriniz veya besleyiniz ve uyumalarına müsaade
etmeyiniz.

Hangi Tedbirleri Almalısınız?

Kulaklarınuıza hava ile basınç yaparken karnınızı ve göğsünüzü
kullanmayınız çünkü bu durumda çok fazla basınç oluşur. Uygun basınç
sadece yanak ve yutma kaslarınızı kullanarak sağlanır.

Soğuk algınlığınız, sinüs iltihabınız veya alerjiniz varsa en iyisi uçuşu ertelemektir.

Son günlerde bir kulak müdahalesi geçirmişseniz, doktorunuzdan uçuş hakkında bilgi alınız.

Burun Açıcı İlaçlar ve Burun Spreyleri?

Deneyimli yolcular inişe geçmeden yaklaşık bir saat önce burun açıcı
bir ilaç veya sprey kullanırlar. Bu ilaçlar kulağa giden dokuları
büzerek orta kulak havalanmasına yardımcı olurlar. Aynı sebepten dolayı
alerjisi olan kişiler de alerji ilaçlarını uçuş öncesi almalıdırlar.

Burun açıcı ilaçların yüksek tansiyonu, kalp problemi, kalp ritm
bozukluğu, tiroid hastalığı, aşırı sinirliliği olan kişilerce
kullanılmadan önce mutlaka bir hekime danışılması gerekmektedir. Aynı
şekilde hamile bayanlar da hekimlerine danışmalıdırlar.

Kulaklarınız Açılmazsa Ne Yapılmalı?

İnişten sonra da basınç eşitleyici hareketler yapabilir ve burun açıcı
ilaçlara devam edebilirsiniz (burun açıcı spreyleri kullanmayı
alışkanlık haline getirmeyiniz ve uzun süre kullanmayınız aksi takdirde
daha fazla tıkanıklığa yol açabilirler). Kulaklarınız hâlâ açılmıyor ve
ağrıyorsa kulak hekimine başvurmanız gerekir. Hekiminiz, kulak zarınızı
çizerek orta kulağınızdaki basıncı veya sıvıyı boşaltmaya ihtiyaç
duyabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:37 pm

Larenks anomalileri


Doç. Dr. Oğuz BASUT

Süt çocukları ve küçük çocuklarda görülen anomaliler

Stenozlar, membranlar ve larengomalasilerde solunum sıkıntısı ön
plandadır, fistüller ve yarık oluşumlarda disfaji, öksürük ve
aspirasyon, vokal kord paralizileri ve larengeal asimetrilerde ise
disfoni ağırlıklı bulgudur.

Larengomalasi

İnspirasyon sırasında larenks girişinin kollapsı ile stridora neden
olan bir durumdur. Supraglottik larenks iskeletinin yumuşak kıkırdak
yapılarıyla birlikte yetersiz kalsifikasyona bağlı olgunlaşma
bozukluğudur. En sık görülen konjenital larenks anomalisidir ve tüm
larenks anomalilerinin %60-75’ini oluştururlar. Muayenesinde epiglot
omega şeklinde ve yumuşak yapıdadır.

Semptomlar:

-Konjenital stridor (8. aya kadar artarak devam eder, 9. ayda plato yapar sonra yavaş yavaş düzelir)

-Beslenme sırasında daha kötüleşir

-Hayatı tehdit eden solunum sıkıntısı nadirdir.

Tedavi:

-2 yaşına kadar lareksin matürasyonu ile hastalık spontan olarak düzelir

-Anne-babaya hastalık hakkında detaylı bilgi anlatılmalı ve bebeğin
beslenmesi için 3-4 yutkunmadan sonra nefes alması gerektiği
söylenmelidir.




Konjenital larenks paralizileri

Larenkste ikinci sıklıkta görülen bu anomali genellikle tek kord vokali
etkiler. Çoğunlukla damarsal anomalilere (Arnold Chiari’ye en sık eşlik
eden malformasyondur) ve doğum travmasına bağlı olarak ortaya çıkarlar
ve tek taraflı olduğunda da tedavi gerektirmezler.



Konjenital subglottik stenoz

Üçüncü sıklıkta görülen larenks anomalisidir. Gebelik sırasında
larenksin yeterince rekanalize olamamasından kaynaklanır. Nedeni
genellikle krikoid kıkırdaktaki bir anomalidir.

Semptomlar:

-Hafif stenozlarda efor dispnesi

-Ağır stenozlarda konjenital stridor

Genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları seyri sırasında mukozada meydana gelen ödem nedeniyle dispnenin şiddeti artar.

Tedavi:

-Asemptomatik olguların dışındaki olgularda tedavi cerrahi olarak stenotik bölgenin açılmasıdır.




Atreziler

Vokal kordlarda kaynaşma, lümenin membran oluşumu sonucu tıkanması veya
larenks/trakea bölümlerindeki eksik oluşumlara bağlıdır. Doğumdan sonra
birkaç dakika içerisinde tanısı konup tedavi edilmezse hayatla
bağdaşamaz.

Semptomlar:

-Doğum sonrası başlayan apne

-Hızla artan siyanoz

-Solunum bozukluğu

Tedavi:

-Trakeotomi

-Atrezik bölgenin distalinden hava yoluna genişçe bir iğnenin sokulması



Subglottik hemanjiom

Bu hastaların yarısında ciltte de hemanjiomlar bulunmaktadır. Böyle
durumlarda dispnesi olanlarda subglottik bölgede de hemanjiom
olabileceği hatırlanmalıdır.

Semptomlar:

-İnspiratuar stridor

-Solunum sıkıntısı

Tedavi:

-Trakeotomi

-Spontan düzelmenin beklenmesi

-Sistemik kortikosteroid tedavisi

-Endoskopik cerrahi ya da lazer ile eksizyon

-Kriyoterapi tedavi seçenekleridir.



Larengeal web

Nadir bir anomalidir. Vokal kordlar arasında ve çoğunlukla ön tarafında bulunan doğumsal bir perdenin olmasıdır.

Semptomlar:

-İnspiratuar stridor

-Solunum sıkıntısı

Tedavi:

-Endoskopik cerrahi ya da lazer ile eksizyon

-Kalın ise açık cerrahi ile web’in rezeksiyonu



Erişkinlerde görülen anomaliler

Larengoseller

Larenks ventrikül mukozasının bir hava kesesi oluşumu ile birlikte
larenksin ya içine (internal larengosel) veya tirohyoid membranın zayıf
bir noktasından geçerek dışına (eksternal larengosel) fıtıklaşmasıdır.
Supraglottik hava basıncının artışı kolaylaştırıcı faktördür (örn. Cam
üfleyicileri, trompetçi ve kronik öksürük)

Semptomlar:

-İnternal: Ses kısıklığı, dispne, yutma güçlüğü

-Eksternal: Yutma güçlüğü, öksürme sırasında boyunda şişlik

Tedavi:

-Sadece semptomatik lezyonlar tedavi gerektirir

-Endoskopik marsupializasyon yada açık cerrahi eksizyon yapılabilir

Sulcus Vokalis

Vokal kordların serbest kenarlarında tek veya çift taraflı vokal kord boyunca oluk vardır. Malignite insidansları yüksektir.

Semptomlar:

-Ses kısıklığı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:38 pm

larenks gırtlak kanseri

Gırtlak Kanseri
Gırtlak kanserleri erkeklerde tüm kötü huylu tümörlerin yaklaşık
%2.5’ini, kadınlarda tüm kötü huylu tümörlerin ise %0.5’ini oluşturur.
Günümüzde sigara kullanım oranının kadınlarda da artması bu oranı biraz
daha artırmıştır. Genellikle 60 yaş civarında görülür. Literatürde 20
yaşın altında ve çocuklarda birkaç vaka bildirilmiştir. Gırtlak
kanserlerinin %40’ı supraglottik (ses tellerinin üzeri) bölgede, %59’u
glottik (ses tellerinde) bölgede ve %1’i de subglottik (ses tellerinin
altı) bölgede oluşmaktadır. Gırtlak kanseri için risk faktörleri
arasında sigara, alkol, mesleki faktörler, radyasyon ve son yıllarda
oldukça popülerlik kazanan larengofarengeal reflü yer almaktadır.
Sigaranın alkolle birlikte kullanımı özellikle supraglottik kanser
gelişiminde sinerjistik etki yapar.

Gırtlak kanserinin başlıca bulgusu ses kısıklığıdır. Bu bulgu özellikle
glottik seviyedeki kanserler için geçerlidir. Buna karşın supraglottik
seviyedeki kanserlerde yutma güçlüğü, kulağa vuran ağrı ve boğazda
yabancı cisim hissi ön plandadır. Geniş ülsere tümörlerde ağızdan kan
da gelebilir. Kesin tanı biyopsi ile konulur. Kanserin bulunduğu
bölgeye ve büyüklüğe göre çeşitli cerrahi tedavi protokolleri vardır.
Gırtlak kanseri nadiren uzak dokulara yayılır. Bu oran yaklaşık %1-4
arasındadır. İlerlemiş gırtlak kanserlerinde uzak dokulara yayılma
ihtimali artar. En sık akciğerlere yayılır.

Sonuç olarak ses kısıklığının tedavisi nedene yöneliktir. Ses
kısıklıklarının büyük bir çoğunluğu ses istirahati ve sesin
kullanımının yeniden düzenlenmesi ile tedavi edilebilir. Ses
kısıklığının 2-3 haftadan uzun sürmesi durumunda mutlak suretle bir KBB
uzmanına baş vurulması gerekmektedir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:38 pm

Meniere Hastalığı


Meniere Hastalığı Nedir: Meniere hastalığı iç kulakta bulunan ve
dengeden sorumlu sıvılardaki basınç artışının neden olduğu ve en önemli
bulgusunun ataklar halinde baş dönmesi olduğu bir hastalıktır. İç kulak
sıvılarındaki bu basınç artışının sebebi genellikle belli değildir.
Ancak sıvı üretimi, atılımdan fazla olursa ya da sıvıların boşaldığı
kanallarda tıkanıklık olursa basınç artışı gelişebilir. Son zamanlarda
belli allerjik reaksiyonlarında rol oynadığı düşünülmektedir. Meniere
hastalığının sıklığı 100000’de 40-100 arasında değişir. Her yaşta
görülebilmesine rağmen 40 yaş civarında başlaması daha sıktır. %20
civarında iki kulak birden hastalanır.

Ne Gibi Belirtiler Yapar: Meniere hastalığının başlıca belirtileri baş
dönmesi, kulak uğultusu, işitme kaybı ve kulakta dolgunluk hissidir.
Baş dönmesine bulantı ve kusma eklenebilir. Baş dönmesi ani
başlangıçlı, 20 dakika ile 24 saat arasında sürebilen ve bulantı-kusma
ile birliktedir. Ancak genellikle 2 saatin altında sürer. Baş dönmesi
başlamadan önce bazen kulakta dolgunluk hissi oluşabilir. Gerginlik,
stres ve aşırı tuz alımı baş dönmesi ataklarını başlatabilir. Baş
dönmesi atakları arasında hasta tamamen normal ya da hafif dengesiz
olabilir.

İşitme kaybı baş dönmesi olduğu dönemde olur ve alçak frekanslardadır
(kalın seslerde). Hastalığın ilk yıllarında baş dönmesi atakları
sonrasında işitme kaybı düzelir fakat ileri yıllarda atak sonrasında da
işitme kaybı devam eder. Kulak çınlaması hastadan hastaya değişir ve
aralıklı ya da sürekli olabilir. İşitme kaybı ve kulak çınlaması ile
beraber kulakta bir dolgunluk ve basınç hissi olabilir. Baş dönmesinin
olduğu dönemlerde istemsiz göz hareketleri (nistagmus) mevcut olabilir.

Muayenede Ne Görülür: Meniere hastalığı olan hastaların kulak muayenesi
normal görülür. Eğer hasta baş dönmesi olmayan bir dönemde muayene
ediliyorsa hiç bir bulgu saptanmayabilir. Baş dönmesi atakları
sırasında ise hastada görülebilecek en önemli bulgu nistagmus adı
verilen istemsiz göz hareketleridir. Ayrıca baş dönmesinin getirdiği
ayakta durma ve yürüme zorluğu, bulantı-kusma saptanabilir.

Teşhis Nasıl Konur: Meniere Hastalığının kesin teşhisini koymak zordur.
Teşhise götüren en önemli faktör hastanın anlattıklarıdır. Baş
dönmesinin süresi, sıklığı, derecesi berberinde olan semptomlar
hastalığın nedeni hakkında bilgi verirler. Muayene sonrasında yapılacak
ilk tetkik odiometri adı verilen işitme testleridir. Bu testlerde
işitme kaybının varlığı ve iç kulağın durumu hakkında bilgi edinilir.
Kalın seslerdeki iç kulak tipi işitme kaybı Meniere Hastalığı
olabileceğini akla getirir. Vestibüler sistem adı verilen denge sistemi
ile ilgili yapılabilecek bazı testlerde vardır ancak bunlar Meniere
Hastalığını diğerlerinden ayırmaya pek yardımcı olamazlar. Meniere
hastalığını kuvvetle düşündürecek bir yöntem Gliserol testi’dir. Bu
testte hastaya odiometri yapıldıktan sonra gliserol içirilir. Daha
sonra yapılan odimetride işitme kaybında düzelme görülmesi Meniere
Hastalığı lehinedir. Bilgisayarlı Tomografi veya Manyetik Resonans
tetkikleri beyinde veya iç kulaktaki tümör ya da yer kaplayan
lezyonları ayırt etmek için kullanılabilir.

Nasıl Tedavi Edilir: Meniere hastalığının tedavisi 3 bölümde incelenir.

-Baş dönmesi ataklarının tedavisi
-Baş dönmesinin önlenmesi
-Cerrahi tedavi

Baş dönmesi atağı sırasında görülen hastalar genellikle yatırılarak
tedavi edilir. Stres önemli rol oynadığı için hastanın rahatlatılmasına
çalışılır. Serum takılarak sıvı verilir. Serum içine veya ağızdan
verilen baş dönmesi ilaçları genellikle şikayetleri azaltır ve hastayı
rahatlatır.

Sık atak geçiren hastalarda bunları önlemek için bazı tedbirler alınabilir. Bunun için şunlar sayılabilir.
-Aşırı tuz, şeker, alkol ve kafein almamak
-Stresten uzak durmak
-İdrar söktürücü ilaçlar kullanmak
-Baş dönmesine karşı ilaçlar kullanmak (en sık kullanılanı Betaserc’tir).

Sık atak geçiren ve ilaç tedavisi ile sonuç alınamayan hastalarda cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi yöntemler şunlardır.
-İç kulaktaki sıvıların bulunduğu endolenfatik kese adı verilen bölümü
başka boşluklara bağlayarak basıncı azaltmak. Bu yöntemde işitme
korunmuş olur.
-Denge sinirinin kesilmesi: Vestibüler sinir adı verilen bu sinir
kesilerek baş dönmesi duyusu yok edilmişl olur. İşitme fonksiyonu yine
korunur.
-Labirentektomi: İç kulağın tamamen ortadan kaldırılmasıdır. İşitme fonksiyonu da kaybolur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:38 pm

orta kulak iltihabı otitis media


Orta Kulak Neresidir: Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma
ayrılarak incelenir.Dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak
zarı dış ve orta kulağı birbirinden ayırır. Yani orta kulak, kulak
zarının daha iç tarafında bulunur ve bir boşluktan oluşur. Bu boşluğun
içinde örs, çekiç ve üzengi adı verilen kemikçikler bulunur. Bu
kemikçikler dış kulaktan gelen sesi iç kulağa aktarma görevi görür.
Orta kulak bir kanal aracılığıyla (östaki borusu) geniz boşluğuna
bağlanır. Bu kanal orta kulağın basıncını ayarlar.

Kaç Tür Orta Kulak İltihabı Vardır: Orta kulak iltihabı genellikle
bakterilere bağlı olarak gelişir. Bu iltihap yeni oluşmuşsa akut orta
kulak iltihabı, uzun süreden beri var ve kendini kulak zarında bir
delik ile gösteriyorsa kronik orta kulak iltihabı denir. Ancak bazen
östaki borusunun tıkanmasına bağlı olarak ( allerji veya geniz etine
bağlı) orta kulak iltihabı gelişebilir ve buna seröz orta kulak
iltihabı denir.

İltihap Nasıl Oluşur: Orta kulakta bakterilerin yerleşip hastalık
yapacak kadar çoğalmasıyla orta kulak iltihabı oluşur. Orta kulağa
mikroplar genellikle östaki borusu aracılığı ile geniz ve boğazdan
gelir. Östaki borusunun çocuklarda daha düz ve kısa olmasından dolayı
orta kulak iltihabı çocuklarda daha sık görülür. Kulak zarı sağlam
olduğu sürece dış kulaktan orta kulağa iltihap yapacak bakteri giremez.
Bazen orta kulakta bakterilere bağlı olmayan iltihap gelişebilir. Bu
durum genellikle östaki borusunun allerji veya geniz eti gibi
nedenlerle tıkanıp orta kulakta basınç problemleri oluşmasına ve
yapışkan sıvı toplanmasına bağlıdır. Seröz orta kulak iltihabı denilen
bu durum bakterilere bağlı orta ulak iltihabından farklı belirtiler
verir ve tedaviside farklıdır. Bakterilere bağlı iltihap genellikle
ilaç tedavisiyle düzelirken seröz orta kulak iltihabı bazen kulak
zarını çizmek ya da tüp takmak şeklinde bir ameliyat gerektirir.

Ne Gibi Belirtiler Verir: Orta kulak iltihabının en sık görülen
belirtisi ağrıdır. Özellikle çocuklar ağrıyı daha fazla hissederler.
Bunun dışında işitme azlığı, ateş, bebeklerde huzursuzluk, dolgunluk
gibi şikayetler görülür. Eğer iltihap kulak zarını delerse kanlı ya da
iltihaplı akıntı oluşur. Seröz orta kulak iltihabında ise ağrı
olmaksızın işitme azlığı görülür. Kronik orta kulak iltihabında ise
işitme azlığı, aralıklı veye sürekli akıntı veya kötü koku şeklinde
belirtiler olur.

Muayenede Ne Görülür: Muayene bulguları orta kulak iltihabının türüne
göre değişir. Bakterilere bağlı iltihapta kulak zarı oldukça kızarık,
bombeleşmiş görülür. Seröz otitis media'da kulak zarındaki en önemli
bulgu zarın içe doğru çökmesidir. Kızarıklık yine görülebilir. Kronik
iltihaplarda ise kulak zarında delik ve varsa akıntı görülür.

Hangi Tetkikler Yapılır: Yeni oluşan bir orta kulak iltihabında teşhis
muayene ile konduğu için genellikle tetkik gerekmez. Fakat seröz ve
kronik orta kulak iltihaplarında işitme testleri gereklidir. Bu hem
işitme kaybının derecesini belirlemeye hemde tedavi sonuçlarını
değerlendirmeye yarar. Seröz iltihaplarda, orta kulak basıncını
belirlemek için timpanometri denilen bir tetkikte yapılır. Kronik orta
kulak iltihaplarında, özellikle tedavi için ameliyat düşünülüyorsa
normal filmler ya da bilgisayarlı tomografi çektirmek gerekebilir.

Nasıl Tedavi Edilir: Akut orta kulak iltihabı genellikle antibiyotikler
ve ağrı kesici ilaçlarla uygun şekilde tedavi edilir. Nadiren
antibiyotiklere cevap alınamadığı durumlarda kulak zarını çizmek
gerekebilir. Seröz otitis media'da da yine önce ilaç tedavisi
uygulanır. Özellikle allerjiye bağlı seröz orta kulak iltihapları ilaç
tedavisine iyi yanıt verir. Ancak birçok kez kulak zarını çizmek veya
tüp takmak şeklinde cerrahi müdahele gerekir. Kronik orta kulak
iltihaplarında nadiren ilaç tedavisi yeterli tedavisi sağlar. Kronik
orta kulak iltihaplarının tedavisi genellikle ameliyattır.

Orta Kulak İltihabı Çok Sık Tekrarlıyor: Tekrarlayan orta kulak
iltihabı demek için, hastanın 6 aylık bir süre içerisinde 3 veya daha
fazla orta kulak iltihabı geçirmesi gerekir. Tekrarlayan orta kulak
iltihabı olan çocuklarda yarık damak, burun ve sinüs alerjisi, geniz
eti, sinüzit gibi hastalıklar araştırılır. Bunlardan biri bulunursa
tedavi edilir. Eğer bu tür hastalıklar bulunamazsa önleyici tedavi
yapılır. Bunun için şu yöntemlere başvururlur:
1-Orta kulak iltihabı olmadan düşük dozda antibiyotik verilmesi
2-Kulak zarının çizilmesi veya kulak zarına tüp takılması
3-Geniz etinin alınması
4-Bazı aşılar

Hangi Durumlarda Ameliyat Yapılır: Seröz orta kulak iltihabında eğer
hastada işitme kaybı var ve bu durum ilaç tedavisiyle düzelmiyorsa
tedavi ameliyattır. Kronik orta kulak iltihabında da eğer iltihap orta
kulaktaki kemikçikleri eritmeye başlamış ve çevre dokulara yayılmaya
başlamışsa yine ameliyat gereklidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:39 pm

Ne Gibi Tehlikeleri Vardır: Akut orta kulak iltihapları uygun dozda ve
uygun süre ile tedavi edildiklerinde genellikle bir tehlike
yaratmazlar. Seröz orta kulak iltihaplarında da kulak zarında ileri
derecede çökme ve orta kulak kemikçiklerinde erimeye bağlı işitme kaybı
gelişebilir. Bazen ileri derecede zar çokmelerinde orta kulakta
kolesteatom adı verilen ve kemiklerde erimeye neden olan bir doku
gelişebilir ve iltihabın çevre dokulara yayılmasına neden olabilir.
Kronik orta kulak iltihapları en çok tehlikeye yol açabilen iltihap
türüdür. Kolesteatom daha çok kronik iltihaplarda oluşur. Eğer
kolesteatom yoksa ve kabul edilebilir bir işitme kaybı varsa ameliyat
gerekmeyebilir. Ancak özellikle kolesteatom iltihabın yayılmasına neden
olarak aşağıdaki komplikasyonların oluşmasına neden olabilir:
-İç kulağa yayılım sonucu tam işitme kaybı ve baş dönmesi
-Beyine doğru yayılım sonucu beyin abseleri
-Yüz felci
-Menenjit

Ameliyat Nasıl Yapılır: Seröz otitis media'da yapılan işlem ya kulak
zarını çizmek veya tüp takılmasıdır. Kulak zarı çizilerek (yani
delinerek) orta kulakta biriken sıvı boşaltılır. Eğer sıvı az ve
yapışkan değilse tüp takmaya gerek kalmaz. Ancak sıvı yapışkanlığından
dolayı boşaltılamıyorsa kulak zarında çizilen yere tüp takılır.
Ventilasyon tüpü denen bu tüpler bir ağzı dış kulağa, diğer ağzı orta
kulağa bakan ve orta kulağın dışarıdan hava almasını sağlayan
cihazlardır. Bazen lokal anestezi ile uygulansa da özellikle çocuklarda
genellikle genel anestezi gerekir. Kronik orta kulak iltihapları için
yapılan ameliyatlar genellikle daha büyük ameliyatlardır. Eğer herhangi
bir komplikasyon oluşmamışsa yapılan işlem orta kulaktaki iltihabı
boşaltıp, kemikçiklerdeki erimelere bağlı kopmaları yok edip ( bu bazen
protez koymayı gerektirir) , kulak zarındaki deliği kapatmaktır.
Zardaki deliği kapatmak için genellikle kulak arkasındaki kasın zarı
alınarak kullanılır. Kronik orta kulak iltihaplarında eğer komplikasyon
oluşmuşsa genelde ilk ve bazen tek amaç iltihabı temizlemektir. Bunun
için kulak çevresindeki kemikler daha fazla açılır ve işitmenin
sağlanması ikinci plana itilir. Hatta bazen işitme feda edilir. Kronik
iltihaba bağlı ameliyatlarda genelde kulak arkasından yapılan kesi ile
ameliyat yapılır.

Ameliyat Olmazsam Ne Olur: Seröz orta kulak iltihaplarında ameliyat
olunmazsa zardaki çökme ve sıvı birikimi artar. İşitme kaybı günlük
yaşamı zorlaştıracak seviyeye gelir ve daha sonra uygulanacak
ameliyatın başarı şansı düşer. Kronik orta kulak iltihaplarında ise
eğer işitme kaybı az ise ve iltihap pasif durumda olup, sık sık akıntı
yapmıyorsa ameliyat olmadan yaşam devam edebilir. Bu durumda hasta
kulağına su kaçırmamaya ve mümkün olduğunca üst solunum yolu
infeksiyonu geçirmemeye çalışmalıdır. Ancak iltihap sık sık aktif hale
gelip akıntı oluyorsa, işitme kaybı ilerliyorsa, kulak kemikçiklerinde
erime artıyorsa ve orta kulak iltihabına bağlı komplikasyonlar
oluşmuşsa tedavi kesinlikle ameliyattır.

Ameliyatın Ne Gibi Riskleri Vardır: Her ameliyatın olduğu gibi orta
kulak ameliyatlarınında riskleri ve komplikasyonları vardır. Bu
ameliyatlar için sıklıkla genel anestezi kullanıldığı için anestezi
riskleri mevcuttur. Bunun dışında kulak zarının çizilmesi genellikle
problem yaratmamasına rağmen bazen iç kulağa zarar verilebilir. Tüp
takılmasıda bazı problemler yaratabilir. Tüp takılırken kulak zarına
fazla zarar verilebilir veya tüp orta kulağa kaçabilir. Tüp takıldıktan
sonra ise, zarda kalıcı delik, kireçlenme, infeksiyon ve buna bağlı
akıntı oluşabilir.
Kronik orta kulak iltihapları için yapılan ameliyatlar daha büyük
ameliyatlardır ve bunlarında bazı komplikasyonları vardır. İç kulağa
zarar verilerek tam işitme kaybı, yüz felci, çevredeki damar ve
sinirlerin yaralanması önemli komplikasyonlar arasındadır.

Ameliyattan Sonra Nelere Dikkat Etmeliyim: Kulağına tüp takılan
hastaların dikkat etmesi gereken en önemli konu kulağa su kaçmasının
önlenmesidir. Bunun dışında genellikle ayda bir kez kontrol yeterlidir.
Kronik orta kulak iltihaplarında ise en önemli konu pansumanlara
doktorun uygun gördüğü şekilde riayet edilmesi ve verilen ilaçların
uygun şekilde kullnaılmasıdır. Orta kulak iltihabı için ameliyat olan
hastaların yiyecek ve içecekle ilgili dikkat etmesi gereken önemli
konular yoktur. Kronik orta kulak iltihabı nedeniyle kulak çevresindeki
kemiğin fazla oyulmak zorunda kalınan hastalarda, oluşan boşlukta kulak
kiri sık sık birikebilir. Bunlar periyodik olarak temizlenmelidir.

Ameliyat Kesin Çözüm mü?: Orta kulak iltihapları için yapılan
ameliyatlardan önce hiç bir zaman sorunun kesinlikle yok olacağına dair
iddiada bulunulmaz. Tüp takılan hastalarda tüp çıktıktan sonra orta
kulaktaki basınç ve sıvı problemleri tekrar edebilir. Bazen birkaç kez
tüp takılmasına rağmen problemin devam ettiği hastalar vardır. Kronik
orta kulak iltihabı ameliyatları sonucunda ise takılan zarın tutmaması,
takılan protezlerin yerinden çıkması, iltihabın devam etmesi gibi
problemler oluşabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:39 pm

Otitis externa dış kulak yolu enfeksiyonları

DIS KULAK ILTIHABI (EXTERNAL OTIT)
(Bu Ay 42 Defa Okundu)

Yüzücü Kulağı diye de bilinir. Yüzücü kulağı (External otitis) dış
kulak kanalının ısrarlı biçimde tahriş olması ve iltihaplanması
halidir. Ayrıca bir enfeksiyon da bulunabilir. Kanalda cildin kat kat
soyulması (egzama) gelişebilir. Egzamayı kaşırken cilt çatlar ve kulak
kanalını bakteri ve mantar istila eder. Kirli suda yüzmek bu hastalığı
kapmanın yollarından biridir. Kulak salgısı kanaldan temizlenmeye
kalkışıldığında, cilt tahriş olur, kaşınır veya yırtılır. Bu da o
kişinin en gözde "aletiyle" (toka vs.) kulağını daha fazla
karıştırmasına sebep olur. Bir risk daha da vardır. 0 da kulak zarını
delme olasılığıdır. Saç spreyleri ve saç boyaları da kulak kanalını
tahriş edebilir. Dış otit yüzücü kulağı bazen mantardan kaynaklanır.
Aspergillus niger en sık görülen mantardır. Belirtileri, urukkulosisle
aynıdır. furunkulosis tekrar tekrar çıbanlar çıkması halidir ve kulak
kanalındaki bir tüy kesesinin mikrop kapmasıyla başlar. Bu rahatsızlık
sık sık tekrar eder Dış otit (yüzücü kulağı) genç yetişkinlerde görülür.

Belirtileri

- Dış kulak kanalının kaşınması

- Kulak ağrısı

- Kulakta sarı veya yeşil sarı kötü kokulu cerahat oluşması

- Başın hareketiyle kulakta ağrı duyulması

- Duyma kaybı.

Teşhis

Eğer kulağınızda kaşınma,kulağınızın içinde pullanma ya da kulak
kanalınızda ağrı varsa, bunlar dış kulak yolu iltihabının göstergesi
olabilir. Çoğu kez kulaktan dışarı doğru sarımsı ya da sarımsı yeşil
bir akıntı olur ve bazen bu akıntıdan sonra ağrı hafifler. Eğer iltihap
ya da dokudaki şişme kulak kanalını tıkarsa duyma-da bir azalma
olabilir.

Doktorlar otoskop denen bir aletle kulak kanalına bakarak dış kulak
yolu iltihabı tanısını koyarlar. Eğer iltihap varsa örnek alınarak
laboratuvara gönderilebilir.

Çoğu dış kulak yolu enfeksiyonu rahatsızlık duygusu yaratsa da, uygun
tedavi edildiklerinde genellikle tehlikeli değildirler. Bu
enfeksiyon,özellikle şeker hastalarında tedavi edilmezse çevre
kemiklere ve kıkırdaklara yayılarak hasar verebilir.

Tedavi

Eğer yüzücü kulağı rahatsızlığınız olduğundan şüphelenirseniz, doktora
gitmeden önce sancıyı geçirecek bazı şeyler yapabilirsiniz. Kulağınızın
üzerine ılık (sıcak değil) bir ufak yastık koymak faydalı olur. Aspirin
veya başka bir ağrı kesici de sancıyı azaltır.

Teşhisten sonra doktorunuzun kulak kanalını bir emme aletiyle veya
pamuklu çubukla temizlemesi beklenir. Bu tahrişin ve sancının geçmesini
sağlayabilir. Doktor daha sonra çeşitli tedavi metodlarından birini
önerebilir. Ekseriyetle kortikosteroidli (kaşıntıyı durdurmak ve
iltihabı azaltmak için) bir kulak damlası ve bir antibiyotik
(enfeksiyon kontrol etmek için) verilir. Bazen ağızdan alınan haplar da
kullanılabilir. Şiddetli ağrı olduğundan ağrı kesici tavsiye edilir.
İyileşme sırasında kulağa su kaçmamasına dikkat edilmelidir.

3 veya 4 gün sonra eğer gözle görülür bir iyileşme olmazsa, doktorunuz
ağızdan alınmak üzere antibiyotik verebilir. Enfeksiyona neden olan
organizma laboratuvar testleriyle belirlenmişse, özellikle onu
etkileyecek antibiyotik seçilir. Dış kulak iltihabı (yüzücü kulağı)
mantardan kaynaklanıyorsa sülfanilamid tozu serpilerek urunkolisisden
kaynaklanıyorsa, ağızdan alınan veya kulak damlası şeklinde verilen
antibiyotikle tedavi edilir. Özellikle neden mantar olduğunda bu durum
birçok defa tekrar edebilir.

Önlenmesi

Dış otit ekseriyetle önlenebilir. Pis suda yüzmeyin. Banyodan ve
yüzmeden sonra kulaklarınızı kurutun. Kulak kanalının rutubetli olması
enfeksiyon kapmasını kolaylaştırır. Saçınızı boyarken veya saç spreyi
kullanırken kulak deliklerinizi kuzu yününden ufak toplarla kulağınızı
kapayın. Bunlar suyu geçirmez.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:39 pm

Otoskleroz kulakta kireçlenme



Otosklerozda (kireçlenmede) iç kulağın kemik duvarı bozulur ve iç kulak
girişinde sünger gibi anormal kemik oluşur. Üzengi kemiği de iç kulağa
ses dalgalarını geçirmek için titreşim yapan ufak kemikten etkilenmiş
olabilir ve hareket edemez. Bu iletişime bağlı işitme kaybı birbirine
bağlı kemikler yoluyla orta kulaktan titreşimleri ileri geçiren
mekanizmanın çalışmamasıdır. İletişime bağlı işitme kaybı, düzelebilir.
İç kulak sinirlerine bağlı işitme kaybı gibi değildir. 0 düzeltilemez.

Belirtiler

- Kulaklardan birinde veya her ikisinde ağır ilerleyen işitme kaybı

- Kulak çınlaması.

Genç yetişkinlerde otoskleroz (kireçlenme) en sık görülen orta kulak
işitme kaybı nedenidir. Otoskleroz Amerikan nüfusunun yüzde onunu bir
dereceye kadar etkiler. Otoskleroz aileden geçer ve erkeklerden daha
çok kadınlar arasında yaygındır. Zencilerden, Amerikan yerlilerinden
(Kızılderililerden) ve Asyalılardan (sarı derililerden) daha çok
beyazlarda görülür.

Belirtiler 15 ila 35 yaşları arasında ortaya çıkar. Bu durum yavaş
ilerler ve tek kulağı veya her iki kulağı birden etkiler. İşitme kaybı
hafif veya ağır olabilir. Kireçlenmesi olan kadınların işitme kaybı
yüzdesi hamilelik sırasında artabilir. Eğer işitme duyunuz gitgide
zayıflıyorsa, doktorunuzu görün.

Teşhis

Eğer işitme duyunuzun giderek azaldığını fark ederseniz, doktorunuza
başvurun. Doktorunuz kulağınızı muayene edecek, işitme testleri yapacak
ve herhangi bir akrabanızda erken işitme kaybı olup olmadığını
soracaktır.

Otoskleroz genel sağlığı etkilemez ve çoğu zaman iyileştirilebilir bir
hastalıktır. Bununla birlikte, sağırlık duygusal olarak zorlayabilir ve
çevreden uzaklaşmaya neden olabilir.

Tedavi ve Cerrahi Tedavi

Otoskleroz çoğu kez, stapedektomi denilen bir ameliyatla ki bu
ameliyatta, kulak kanalının derisi kesilir ve kulak zarı kaldırılır;
böylece üzengi kemiği çıkarılır ve yerine ince bir tel ya da paslanmaz
çelikten bir protez takılır. Daha sonra kulak zarı eski haline
getirilir ve 1-2 hafta içerisinde iyileşme olur. Bazen üzengi kemiğinin
tabanında küçük bir delik açmak ve protezi yerleştirmek için lazer
kullanılabilir.

Ameliyattan sonra birkaç saat baş dönmesi olabilir, ancak daha sonra
geçer. İşitme yeteneğiniz hızla eski haline gelir ve birkaç hafta
içinde normal etkinliklerinize dönebilirsiniz. Ara sıra orta kulakta
bir kan pıhtısı oluşarak ses iletimini etkiler. Genellikle bu pıhtı
birkaç haftada ortadan kalkar.

Stapedektomi ameliyatı otosklerozlu hastaların çoğunda başarılı olur,
ancak her 100 kişiden bir, ikisinde ameliyattan sonra tam bir işitme
kaybı olabilir. Bu, ameliyattan önce düşünülmesi gereken bir durumdur.
Eğer iki kulağınızda da otoskleroz varsa, önce bir kulağınızdan
ameliyat olmanız, sonucu gördükten sonra ikincisini ameliyat ettirmeniz
daha uygun olur. Eğer iç kulakta bir hasar varsa, stapedektomi
ameliyatı sorunu çözmeyebilir.

İlaç Tedavisi

İlerleyen kemik bozulmalarını ve sünger benzeri kemiklerinn
sertleşmesiyle oluşan işitme kaybını önlemek için sodyum fluorid,
kalsiyum ve vitamin D tabletleriyle tedavi uygulanır. Ancak ne derece
yararlı oldukları konusunda tartışmalar devam etmektedir.

İşitme Aletleri

Otoskleroza bağlı işitme kaybını düzeltmenin bir başka yolu da işitme
aletleridir. Eğer bir veya her iki kulağınızda da kireçlenme
(otoskleroz) varsa, doktorunuz sizi işitme aleti yerleştirmesi için bir
odiolojiste gönderebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:39 pm

Soğuk algınlığı

Sıklığı: İnsanlarda virüslerin sebep olduğu en sık rastlanan hastalık
herhalde Soğuk Algınlığıdır. Çok değişken olmakla birlikte genç bir
kişi senede ortlama iki ya da üç kez Soğuk Algınlığına yakalanır.
Özellikle çocuklarda ve gençlerde burunda virüs iltihabı sık görülür.
Yol açan etkenler:


İklim, Çevre, Sıcaklık, Nem
Üşüme, Bağışıklık durumu
Beslenme ve vitamin Eksikliği
Yorgunluk
Burun tıkanıklığı
Kronik İnfeksiyon Odağı
Burun salgılarının asitlik derecesi
Genel Hastalıklar: Böbrek, karaciğer ve kan hastalıkları, şeker hastalığı ve verem soğuk algınlığına direnci düşürür.
Virüsler

Toplumda soğuk algınlığına sebep olan virüsler çok yaygındır ve
sayıları 200’den fazladır. Rinovirüs (Rhinovirus) ve Koronavirüs
(Coronavirus) en sık rastlanır. Kişilerin direnci düştüğü zaman veya
çok yoğun ve bulaşıcı virüslere maruz kalındığı zaman enfeksiyon ortaya
çıkar. Üşümek vucut direncini düşürdüğü için soğuk algınlığına zemin
hazırlar. Rinovirüslerin kuluçka süresi 1-3 gün arasındadır. Soğuk
algınlığını çoğu kez bakteri enfeksiyonu takip eder.

Yayılması

Damlacık ve toz: Konuşurken, hapşururken ve öksürürken çok miktarda
hastalıklı damlacık 180 cm uzağa kadar yayılır. Bir hapşırmada 20 000
kadar damlacık etrafa saçılır ve yere konar.
Damlacık parçaları: damlacikların bir kısmı yere inerken buharlaşır,
küçülür, hafifler ve iki gün kadar havada uçabilir. Bu damlacık
parçaları virüsleri rahatlıkla taşıyabilir fakat bakterileri taşıyamaz.
Temas: Virüsler elleme, öpme ve yiyecekler yoluyla da yayılabilir.
Klinik Özellikler
Soğuk algınlığının başlangıcıyla bitişi arasında dört dönem belirgindir.

dönem birkaç saat sürer. Burun hava yolu açıktır fakat virüslerin giriş noktasında kaşıntı, tahriş, kuruma ve yanma hissi olur.
dönemde virüsler burun iç yüzeyine ve lenf sistemine yayılır. Bu işlem
birkaç saat veya gün sürer. Virüslerin ilk girdiği yer iyileşirken daha
sonraları yayılmış olduğu bölgelerde hastalık devam eder. Boğaz kurur
ve yutkunurken ağrır. Aksırma, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı
ortaya çıkar. Burun içi ve boğaz şiş ve kırmızı görünümdedir.
Halsizlik, kırgınlık ve ateş bu dönemde ortaya çıkar.
dönemin başladığı üçüncü günde fırsatçı bakterilerin sebep olduğu
enfeksiyonlar belirgin olur. Burun içinin rengi koyulaşır, sulu burun
akıntısının miktarı azalır, kıvamı artar, yapışkan beyaz bazen
yeşilimsi bir hal alır. Tıkanıklık ve bitkinlik bu dönemde en çoktur.
Bu dönemdeki akıntı, içeriğindeki maddeler nedeniyle mendili kuruyunca
sertleştirir.
dönemde şikayetler ve bulgular azalır, 5-10 gün sonra iyileşme gerçekleşir.
Soğuk Algınlığının Yol açtığı Hastalıklar
Burunda her zaman var olan fakat çoğalamadığı için etkisiz kalan
bakteriler, virüslerin zayıflattığı ortamda hızla çoğalırlar ve çeşitli
hastalıkları ortaya çıkarırlar


1. Rinofarenjit, Farenjit
2. Sinüzit
3. Akut orta kulak iltihabı
4. Boyun lenf nodülleri iltihabı
5. Bademcik iltihabı
6. Alt solunum yolu hastalıkları
a. laringotrakeit
b. bronşit
c. pnömoni
d. astım
7. Bebeklerde gastroenterit
8. Allerjik
a. nefrit (böbrek iltihabı)
b. romatizma
Tanı
Burun iltihabının diğer sebeplerinin elenmesinden sonra tanı konur.

Korunma


Elleri sık sık sabunla yıkamak virüsleri uzaklaştıracağı içiç en etkili korunma yöntemiidir.
Parmakla burnu ve arkasından gözü kurcalamamak, en azından göze yayılmayı önler.
Spor yapmak, dengeli beslenmek, hijyen kurallarına dikkatle uymak yoluyla genel vucut direncini yükseltmek.
Çocuklarda adenoidektomi (geniz etinin alınması) gerekli olabilir.
Tedavi
Virüslerin türlerinin çokluğu yüzünden aşı geliştirilememektedir.
Hastalanan kişilerin durumunun çok farklı olması nedeniyle tedavi her
hasta için düzenlenmelidir.
Genel tedavi prensipleri:

Tam İstirahat: Genel ve lokal en iyi şartlar sağlanmaya çalışılmalıdır.
18-200C sıcaklık ve %45 nisbi (relatif) nemli odada yatak istirahati
idealdir.
Sıcak banyo, sicak sade su veya mentollü su buharı ile buğu uygulamak
Ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar ( aspirin gibi)
Bol sıvı içmek
Antihistaminik içeren ilaçlar yalnızca allerjik bünyeli hastalarda kullanılmalıdır.
Burun açıcı damlalar: İyileşmeye zarardan başka katkıları olmaz.
Çocukların uyuyabilmesi ve bebeklerin süt emebilmesi için burun
havayolunun açılması şart olduğunda geçici olarak kullanılabilir.
Antibiyotiklerin soğuk algınlığına etkisi yoktur fakat soğuk
algınlığının yol açtığı diğer hastalıklar ortaya çıkmışsa tam doz
uygulanmalıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:40 pm

Tinnitus kulak çınlaması

Soru 1:. Tinnitus (Kulak Çınlaması) nedir?
Cevap 1: Dışarıdan hiç bir ses veya elektriksel uyaran gelmediği halde
kulakta veya başta işitilen çınlama, uğultu veya gürültü gibi her türlü
sese Tinnitus diyoruz.
Tinnitus, latince "tinnire" kelimesinden türetilmiştir. "Tinnire", çan
çalmak, zil çalmak anlamlarına gelen bir sözcüktür. Tinnitus, tek
başına bir hastalık ismi değil, işitme sistemindeki bir bozukluğun
işaretidir; iştahsızlık, bulantı, karın ağrısı, başağrısı, başdönmesi,
işitme kaybı gibi bir yakınmadır ve Kulak, Burun, Boğaz
polikliniklerinde en sık duyulan yakınmalar arasındadır. "Tinnitus"
kelimesinin karşılığı olarak "Kulak Gürültüsü" sözcükleri daha anlamlı
olmasına rağmen, alışılmış olduğu için, "Kulak Çınlaması" terimi tercih
edilmektedir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:40 pm

Soru 2: İnsanlık tarihinde, tinnitus ne zamandan beri biliniyor ve ne gibi bilgiler mevcut?

Cevap 2: Tinnitus 5000 yıldan beri bilinmektedir. İlk çağlarda
tanrıların veya kötü ruhların, bir hatasından dolayı kişiye kızması
sonucu Tinnitusun meydana geldiği sanılırdı. Bu hurafelere inanarak
adaklar ve kurbanlar kesilir ve Tinnitusun geçmesi beklenirdi. Tıptaki
ilerlemenin çok yavaş oluşu yüzünden hurafeler asırlarca sürmüştür. Son
300 yılda her hastalığın bir biyolojik sebebi olduğu düşüncesi gelişmiş
ve hastalıklarda gerçek tedaviye yaklaşılmıştır. Oysa bu düşünce 2500
yıl önce Hipokrat tarafından çok açık biçimde ortaya konmuştu. 4500 yıl
önce yazılmış bir Mısır papirüsünde cadıların büyü yaptığı bir kulaktan
söz ediliyordu. O zamanki ilk tedavi yaklaşımları kulağa bazı sıvılar
akıtılması veya zehirsiz yılan derilerinin yakılmasıyla çıkan dumanın
kulağa üflenerek cadıların kovulması ve büyünün bozulması şeklindeydi.
Çok daha sonraları ( miladdan sonra 6. yüzyılda) yazılmış bir başka
Mısır papirüsünde "Kulaklardaki gürültüler"den özellikle söz
ediliyordu. Yüz yıl sonra Suriyelilerden kalan bilgilere göre
tinnitusun tedavisi hastanın işittiği tinnitus seslerine göre
değişiyordu. Bazı hastaların kulağına çeşitli sıvılar damlatılıyor,
veya o sıvılarla ıslatılmış koyun yünü gibi maddelerle yapılmış
tıkaçlar sokuluyordu. Bu yaklaşımın en önemli yanı, Tinnitusun bir
hastalık olarak kabul edilmesi ve iyileştirilmesi için birşeyler
yapılmaya çalışılmasıydı.
16. yüzyıldaki inanışa göre, kafanın içinde sıkışıp kalmış hava dışarı
çıkarken, çıkış hızına bağlı olarak çıkardığı ses Tinnitustu. Havanın
sıkışıklığına göre Tinnitusun özelliği değişiyordu. Bu görüşten
hareketle, kafatasından bir parça kemik çıkarılarak hava deliği açılmış
ve sonuç, hastaların kaybedilmesiyle hüsran olmuştur. Ancak kulaktaki
havanın emilmesi çabaları uzun yıllar sürmüştür.
17. yüzyılda tinnitus tıp dünyasının ilgisini çekmeye ve çeşitli
makaleler yayınlanmaya başlamıştır. 1683 te Du Verney tinnitusun kulak
ve beyin hastalıklarından kaynaklandığını ileri sürmüştür. 1727 de
Wepfer bir makalesinde yüksek gürültülerin tinnitusu hafiflettiğini
yazmıştır.
18. yüzyılda dikkatlerin çoğu Östaki borusuna yönelmişti. Östaki
borusu, orta kulak ile nazofarinks arasında hava geçişini sağlayan bir
yapıdır. Nazofarinks soluk ile alınan havanın burundan sonra geçtiği
yerdir. Östaki borusu normal olarak kapalı durur, sadece yutkunurken ve
esnerken saniyenin onda biri kadar bir süre açık kalır.
18. yüzyıl inanışına göre Östaki borusunun çeşitli sebeplerle hiç
açılmaması orta kulağın havalanmasını önler ve tinnitusa neden olurdu.
19. yüzyılda tinnitus konusunda pek az ilerleme oldu. 1821 de İtard, ve
1891 de McNaugton oldukça önemli çalışmalar yapıp yayınladılar. İtard
maskeleme ile ilgili ilk ilkel yöntemlerden söz etti.
1868 de Brenner statik elektrikle tinnitusu tedavi etmeye uğraştı ama
başarısız oldu. Daha sonra McNaugton daha gelişmiş bir elektroterapi
ile tinnitusu tedavi etmek istedi fakat sonuç tam bir düş kırıklığı idi.
18. yüzyılda Avrupa'da insanlar ortalama 38 yıl yaşardı. Bizim
hastalarımızın yaş ortalamasının 52 yıldır ve çoğunun tinnitusu 40-45
yaşları arasında başlamıştır. Dolayısiyle 18. yüzyılda tinnituslu hasta
sayısı az olması ihtimali güçlüdür. O yıllarda tinnitus konusundaki
talep azlığı bilimsel çalışmaların azlığının asıl nedeni olabilir.
Tıptaki yetersizlik 17. yüzyılda tinnitus konusunda şarlatanların
meydana çıkmasına yol açmıştır. Şarlatanlar yüzdeyüz tedavi vaadi ile
para kazanırlar. O yıllarda İngiltere'de şarlatanlar pazar yerinde
çadır kurup tedavi umudu satarlardı. İktidarların güç kaybedip kamu
yönetiminin zayıfladığı zamanlar sayıları çoğalırdı. Hastalar tedavinin
işe yaramadığını anladığında şarlatanlar çoktan uzak bir kasabaya
gitmiş, başka bir pazar yerinde yararsız tedavileri satıyor olurdu. O
zamanlar tinnitus hastaları hastaneye gitse ve "Kafamdaki gürültüler
rahatsız ediyor" dese deli diye tımarhaneye kapatılma riskleri çok
yüksekti. Hekimlerin söylediği tek şey ise " Tinnitusla yaşamayı öğren"
yada " Onunla arkadaş ol" gibi sözlerdi. Oysa şarlatanların vaadettiği
sahte tedaviler dayanılmaz cazibelere sahipti: Ucuz, %100 etkili , hiç
tehlikesiz, Ayrıca her hastalık için geçerliydi. Tinnitus hastaları
birkaç kez denedikten sonra bile belki yararı olur umuduyla
çaresizlikle tekrar şarlatanların ellerine düşüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:40 pm

Soru 3: Tinnitus yaşam kalitesini ciddi biçimde etkileyebilir mi?

Cevap 3: Tinnitus hastaları genellikle bu sorunun sadece kendilerinde
olduğunu sanırlar ve başkalarına kulaklarındaki gürültüden bahsetmenin
"deli saçması" sanılacağından korkarlar. Bu hastaların birçoğu
gürültülü ortamda konuşmakta sıkıntı çeker. Bunun sonucu kalabalık
yerlerden uzak dururlar ve bu davranış kendilerini başkalarından izole
etme sonucunu getirir. Günümüzün toplumunda bu izolasyon bile yaşam
kalitesini ciddi biçimde bozmaya yeterlidir.
Bugüne kadar tedavi ettiğimiz hastalar arasında tinnitus yüzünden
işitmeden tamamen vazgeçmeye hazır hastalar olduğu gibi intihardan
sözeden hastalar da olmuştur. Bu hastalardaki tinnitusun bu kadar
şiddetli rahatsız edici özelliği maskeleme yöntemiyle giderilmektedir.
Tinnitus hastanın yaşamını tehdit eden bir hastalığın ilk veya en bariz
belirtisi olmasa bile oluşturduğu psikolojik etkileriyle hastanın ve
dolaylı olarak diğer aile fertlerinin yaşam kalitelerini ciddi biçimde
kötüleştirebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:40 pm

Soru 4: Arasıra kulaklarımda bir çınlama oluyor. Bu bir hastalık belirtisimidir?

Cevap 4: Hayır değildir. Söylediğiniz kadarıyla bu bir hastalık
belirtisi olamaz. Tinnitus en çok kulakta bazen de başımızın
herhangibir yerinde işittiğimiz çınlama, uğultu, tıkırtı, gürültü,
hışırtı gibi seslere verdiğimiz isimdir. Tıptaki adı budur. Tinnitus
çok yaygındır ve rahatsız etmedikçe sorun olarak kabul edilmemelidir.
ABD'de 42.000.000 kişi rahatsız edici Tinnitustan yakınmaktadır.
Tinnitus hiç nedensiz gelip gidebilir veya devamlı bir sesin varlığını
duyabilirsiniz. Tinnitusun perdesi, kalın bir uğultudan çok ince bir
ıslık sesine kadar değişebilir. Tinnitusu bir kulakta yada her iki
kulakta birden duyabilirsiniz. Çınlama devamlı olduğu zaman can sıkıcı
ve dikkat çekici olabilir. ABD'de 7.000.000 kişi rahatsız edici
Tinnitus yüzünden yaşamlarını normal biçimde sürdürememektedir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:40 pm

Soru 5: İşitme sisteminin periferik ve santral bölümü ne demektir? Santral ve periferik tinnitus ne demektir?

Cevap 5: İşitme ve denge sistemi
a-Kulak
b-Sinir bağlantıları
c-Beyindeki merkezlerden oluşur. Bu sistem geleneksel olarak periferik
ve santral diye iki anatomik bölgeye ayrılır. Periferik: Dışta kalan,
santral: merkezi demektir. İşitme sinirinin beyin sapına girdiği
noktada periferik kısım biter ve santral kısım başlar.
Periferik Kısım:
Dış + Orta + İç Kulak,
İşitme Siniri
Santral Kısım:
Beyin sapı ve beyindeki İşitme Yolları
Subkortikal ve kortikal İşitme Merkezleri
Tinnitus iç kulakla ilgili olduğunda periferik, beyinle ilgili
olduğunda santral diye nitelendirilmektedir. Santral ve periferik
tinnitusu birbirinden ayıracak bir test henüz yoktur. Eğer bir kişi
tinnitus ve işitme kaybına neden olan yüksek gürültüye maruz kaldıysa,
hasarın yeri nedeniyle tinnitusun periferik olduğu düşünülebilir. Fakat
bu gibi durumlarda bile tinnitusun beyinde oluşma ihtimali vardır.
Tinnitusun işitildiği yer de bu konuda yardımcı olmaz. Örneğin başta
işitilen tinnitus, muhtemelen her iki kulaktaki tinnitusun birbirine
eşit oluşundan kaynaklanabilir. Buna benzer bir etki, stereo müzik
setlerinde balans ayarının sola yada sağa kaydırılmasıyla sesin
geldiğini sandığımız noktanın sola yada sağa kayması ile gösterilebilir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:41 pm

Soru 6:. Kulak nasıl çalışır?

Cevap 6: Kulak üç ana bölümde incelenir:
Dışkulak,
Ortakulak
İçkulak
1-Dışkulak, kulak kepçesi ve dış kulak yolundan oluşur. Kulak kepçesi
sesleri toplayarak dış kulak yoluyla kulak zarına gönderir. Kulak
kepçesi tam karşımızdan gelen sesleri diğer yönlerden gelen seslere
göre daha kuvvetli işitmemizi sağlar. Böylece bir sesin geldiği yönü
kolaylıkla saptayabiliriz. Dış kulak yolunun hemen giriş kısmında küçük
kıllar ve serümen salgı bezleri vardır. Bunlar tozların içeri girmesini
önler. Özellikle balmumuna çok benzeyen serümen salgısının kötü bir
pislik olmadığını, kulak için toz, mikrop ve mantarlardan koruyucu
özellikleri olduğunu bilmek gerekir.
2-Orta kulak: kulak zarı, çekiç-örs-üzengi kemikçikleri zinciri, östaki
borusu ve orta kulak boşluğundan oluşur. Orta kulağın işi, dış kulaktan
gelen seslerin oluşturduğu zar titreşimlerini kemikçikler yoluyla
içkulağa aktarmaktır. Vucuttaki en küçük üç kemik olan çekiç-örs ve
üzengi kemikleri, eşşiz birer sanat eseridir ve işlerini kusursuz
yaparlar. Sadece esnerken ve yutkunurken açılan östaki borusu orta
kulağın havalanmasını ve kulak zarının her iki tarafındaki basıncın hep
aynı olmasını sağlar.

3-İçkulakta işitme ile ilgili koklea (cochlea) ve denge ile ilgili
yarım-daire-kanalları vardır. Koklea latince salyangoz gibi demektir ve
biçimi nedeniyle bu adı almıştır. Koklea içindeki 20 000 kadar "işitme
hücreleri" (=saçlı hücreler) ortakulaktan gelen ses titreşimlerini
elektriksel uyarılara çevirerek işitme sinirini (=koklear sinir) uyarır
ve sesin beyine gitmesini sağlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 3 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:41 pm

Soru 7: İşitme sistemi nedir?

Cevap 7: İşitme sistemi dışkulaktan beyinin işitme alanına (=akustik
korteks) kadar olan tüm yapıları kapsar İşitme siniri ve yaptığı
bağlantılar bu yapıya dahildir. İşitme sistemi beynin diğer yapılarıyla
çok zengin bağlantılar içerir. Kulak ses titreşimlerini sezer ve sinir
uyarılarına çevirerek beyne yollar. Gerçek ses algılaması beyinde olur.
Örneğin komadaki bir hastanın kulağı çalışır fakat ses algılaması
olmaz.


Soru 8:. Tinnitusun sebepleri nelerdir?

Cevap 8: Subjektif tinnitusun çok değişik sebepleri olabilir ve bazılarının hiç önemi yoktur.
Örneğin çoğu kez kulak kiri diye adlandırılan fakat aslında kulağın
koruyucu salgısı olan serümenin kulak yolunu tıkaması geçici ve en
basit Tinnitus sebebidir. Serümen salgısı dış kulak yolunda tabii
olarak üretilir ve miktarı bazı kişilerde gerçekten çok fazladır.
Serümenin birikerek dışkulak yolunu tıkaması en basit tinnitus ve
işitme kaybı sebebidir. Dışkulak yolunun derinlerine itilen bir pamuk
parçası da aynı etkiyi yaratır. Bazı kişiler bunu kulağı temizlemek
için yaparlar. Ucu pamuklu çubuk, saç tokası veya kibrit çöpü gibi
araçlarla kulağı temizleme gayretlerinin sonu hemen hemen daima
serümenin, dışkulak yolunun zara yakın kısımlarında birikip,
tıkamasıdır. Eğer kurcalamazsanız kulağınız kendi kendine temizleyecek
yapıdadır.
Tinnitus bazen enfeksiyon, kulak zarında delinme, orta kulakta sıvı
birikmesi, ve orta kulak kemikçiklerini hareketsizleştiren otoskleroz
ve timpanoskleroz gibi hastalıkların bir semptomu olabilir. Tinnitus
bazen bir akustik tümör veya baş ve boyundaki damarlardan birinin
anevrizmasının (=damar duvarının hastalıklı şekilde balon gibi
genişlemesi) bir semptomu olabilir. Bu her iki patolojik (hastalıklı)
durum da yaşamı doğrudan tehdit eder. Bu sorunlar genellikle bir miktar
işitme kaybına da yol açar. Allerji, yüksek veya düşük tansiyon, tümör,
şeker hastalığı, tiroid hastalıkları, baş ve boyun travmaları, aspirin
ve benzeri ağrı kesici ve antiromatizmal ilaçlar, çeşitli
antibiyotikler, bazı sedatif/antidepresan ilaçlar da bazen Tinnitus
sebebi olabilir.

Özellikle aspirin çok tüketilen bir ilaçtır ve arasıra hiç akla gelmeyecek bir isim altında da satılıyor olabilir. Örneğin:

Alca-C
Alcacyl
Alcaseltzer
Asinpirin
Babyprin
Ceperla
Coraspin
Dispril
Dolviran
Ecoprin
Entersal
Nötras
Sedergine Upsa
Tedavi her durumda farklı olacaktır. Tinnitusun sebebinin
aydınlatılması ve varsa tedavisi için konuya ilgili bir KBB uzmanına
başvurmanız gerekir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kulak Burun Boğaz
Sayfa başına dön 
3 sayfadaki 6 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Forum Güneş :: Sağlık-
Buraya geçin: