Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
En iyi yollayıcılar
Posedon
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_rcap 
SoaRingEagLe*
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_rcap 
FG || Admin
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_rcap 
BeLa
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_rcap 
ayaz18
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_lcapKulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Bar3Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Vote_rcap 
En son konular
» http://uploaded.to/file/g5s6o7
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyÇarş. Ara. 23, 2009 11:21 am tarafından FG || Admin

» // SoaRingEagLe // Moderatör Alım Form'u //
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPaz Kas. 01, 2009 4:17 pm tarafından FG || Admin

» Bilgisayar Terimleri..
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPaz Kas. 01, 2009 4:16 pm tarafından FG || Admin

» Sitemizi Nasıl Buldunuz..
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPaz Ekim 25, 2009 4:43 pm tarafından BeLa

» İstek&Şikayet Bölümü
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPaz Ekim 25, 2009 2:25 pm tarafından FG || Admin

» Windows Live Messenger 2009
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPaz Ekim 25, 2009 12:04 pm tarafından BeLa

» Sarısın Fıkrası
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPaz Ekim 25, 2009 12:01 pm tarafından BeLa

» FrmGüneş yarışma Bölümü
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPaz Ekim 25, 2009 11:31 am tarafından BeLa

» Photoshop Masteri Alınacak
Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPaz Ekim 25, 2009 11:25 am tarafından FG || Admin


 

 Kulak Burun Boğaz

Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki
YazarMesaj
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:47 pm

Soru 35: Ani işitme kaybı nasıl bir hastalıktır?

Cevap 35: İşitme sisteminde birkaç günde, odyogramda üç komşu frekansta
en az 30dB işitme kaybı meydana gelmesine Ani İşitme Kaybı denir.
Kulağın "acil" hastalıklarından biridir. Sağırlık hafif, orta veya çok
ağır olabilir. Genellikle tek taraftadır. Sebebi bilinmez ise de viral
iç kulak enfeksiyonu olduğu sanılmaktadır ve ona uygun acil tedavi
uygulanır. Ani işitme kaybında tinnitus çoğu kez ilk farkedilen
rahatsızlıktır. Bu hastaların başka sağlık sorunları genellikle yoktur.
Ani işitme kaybı her üç hastadan ikisinde iyileşir. İyileşenlerin %70
inde tinnitus şikayeti devam eder. Maskeleme tedavisiyle başarılı
sonuçlar alınır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:47 pm

Soru 36: Akustik travma nedir?

Cevap 36: Akustik travma, çok kısa süreli ve çok şiddetli gürültünün
sebep olduğu sensörinöral işitme kaybıdır. Top, tüfek, tabanca gibi
ateşli silahlar ve patlayıcıların yaptığı gürültü Akustik travmaya
neden olabilir. Bazı kişiler için tek bir patlama sesi dahi Akustik
travma oluşması için yeterlidir. Genellikle patlayıcı ne denli güçlü
ise sağırlık o denli çok olur. Kapalı ortamlardaki patlamalar açık
havadakinden daha zararlıdır. Su altı patlamaları su içindeki kulağa
havadakinden çok daha fazla zarar verir.
İşitme kaybı, 5500Hz gibi yüksek frekanslarda birden başlar. Tinnitus şikayeti hemen hemen daima vardır.
Akustik travmadan korunmak için parmaklarımızla kulaklarımızı tıkamak yeterlidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:48 pm

Soru 37: Gürültünün yol açtığı işitme kaybı nedir?

Cevap 37: 85 dB'den yüksek ve uzun süren gürültü ve seslerin sebep
olduğu sağırlıktır. İç kulak hasar görür. Tinnitus daima vardır. Süre
ile sağırlık doğru orantılıdır. Hassas kişiler daha çok zarar görür. (
örnek: dokumacıların sağırlığı, rock'n roll müzisyenlerinin sağırlığı
). Bu tür işitme kaybı ilk zamanlar 1 saatten 2 haftaya kadar
uzayabilen bir süre içinde iyileşme gösterir. Yıllar içinde gürültü
devam ederse sağırlık artar ve devamlı bir hal alır. işitme kaybı
2000-6000 Hz arasında herhangi bir frekansta olabilir. En sık 4000 Hz
te olur. Uzun süren gürültülerden gençler az, yaşlılar çok etkilenir.
Tinnitus yakınması bu tür sağırlığı olan çoğu kişide ortaya çıkar.
Gürültünün sebep olduğu sağırlık, gürültüyü veya maruz kalınan süreyi azaltarak önlenebilir.
Bir işyerinde gürültüyle mücadelede, sırasıyla:
1. Gürültüyü kaynağında azaltmaya çalışmalı
2. Gürültünün size ulaşmasını önleyecek engeller yapılmalı
3. Bir günde gürültüye maruz kalınan süreyi, izin verilebilir süreye
azaltmalı. İş yerinde gürültünün çokluğuna göre izin verilebilir
süreler aşağıdaki tabloda sunulmuştur:

Tablo: Belli ses seviyelerinde izin verilebilir çalışma saatleri

90 dB 8 saat
92 dB 6 saat
95 dB 4 saat
100 dB 2 saat
105 dB 1 saat
110 dB 30 dakika
115 dB 15 dakikadan az


4. Gürültüye maruz kalınan gün, ay, yıl olarak toplam süreyi azaltmayı planlamalı
5. Yukarıda sayılan şartları sağlayamıyorsanız kulağı gürültüden
koruyucu araçlar kullanılmalıdır. Aşağıda sıralanan bu araçlar 20-40 dB
ses zayıflatması sağlarlar.
1. Kulak kepçesini de içine alan Kulak Kapatıcıları. İyi bir diskjokey kulaklığı da aynı amaçla kullanılabilir.
2. Kulak kepçesinin konkasını ve dış kulak yolunun bir kısmını tam
olarak kaplayan akrilik kalıplar. Bunlar işitme cihazları için yapılan
kalıpların deliksiz şeklidir.
3. Dış kulak yoluna tıkılarak kullanılan hamur kıvamındaki silikon veya vazelinli pamuk şeklindeki tıkaçlar.

Uyarılar:
Kuru pamuktan yapılan tıkaç sesi yeterince zayıflatmaz.
Beklenmedik ani ve yüksek gürültülerden sakınmanın en kolay yolu parmakla kulağı tıkamaktır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:48 pm

Soru 38: Çocuklarda tinnitus olur mu?

Cevap 38: Evet.Rahatsız edici subjektif tinnitus çocuklarda
erişkinlerdeki kadar sık olduğu halde çocukların tinnitustan
kendiliğinden şikayetine seyrek rastlanır. Literatür taramasında
çocuklarda tinnitus ile ilgili yayın sayısı oldukça azdır. Normal okula
giden sağlıklı çocuklarda tinnitus rastlanma oranı %29'dur ve
sorulduğunda %10'u tinnitustan şikayetçidir. Orta ve ileri derecede
işitme kaybı olan çocukların %66'sında, çok ileri derecede işitme kaybı
olan çocukların %29'unda tinnitus olduğu bildirilmiştir. Diğer bir
çalışmada işitmesi normal çocukların % 6-13'ünde, işitme özürlü
çocukların %20-29'unda beş dakika veya daha uzun süren tinnitus olduğu
bildirilmiştir.
Çocuklarda tinnitus rastlanma oranının yüksek olduğu yayınlarda
bildirilirken Pendik Devlet Hastanesinde tinnitus tedavisine
başladığımız 1994 Ocak ayından Ağustos 1996 tarihine kadar tinnitus
yakınması ile sadece beş yaşında bir çocuk hasta başvurusu olmuştur.
Ülkemizde çocuklardaki tinnitusun ileri derecede ihmal edildiği
görülmektedir. Çocuk hastamızla tetkiklerin tümü tamamlanmadan temasın
kopması bunun açık bir örneğidir. Büyük bir ihtimalle, tinnituslu hasta
çocuk, babasını daha fazla tetkik ve tedavi için zaman ve mali kaynak
sağlamaya tekrarladığı yakınmalarıyla ikna edememiştir.
Çocuklarda tinnitus şikayetinin nadir olması tinnitusun kısa sürmesine
bağlı olabilir. Diğer bir ihtimal, bir çocuk, delikanlılık çağına veya
vucut-imaj-bilinci gelişene kadar tinnitustan yakınmayabilir.
Çocuklarda subjektif tinnitus sebepleri arasında gürültü, kafa
travması, kulak enfeksiyonları ve ototoksik ilaç kullanımı önde
gelmektedir. Çocuklar önemini kavrayamadıkları ve normal bir olay
olarak kabul ettikleri için tinnitustan şikayetçi olmayabilir.
Çocukların yaşam biçimi dikkate alındığında öğrendiklerinin çokluğu ve
boş zamanlarını oyunla yoğun doldurmaları tinnitustan yakınmalarını
önleyecektir. Bu durum muhtemelen çocuklarda kendiliğinden tinnitus
şikayetinin az rastlanmasının sebeplerinden biridir.
Tinnitusun objektif olmayan karakteri ana-babadan bilgi almayı
kısıtladığı gibi konuya gereken önemin verilmesini de önlemektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:48 pm

Soru 39: Sesin kulaktaki ilerleyişi nasıldır?

Cevap 39: Dış kulak yolunun boyutları nedeniyle sahip olduğu rezonans
etkisi, frekansları 2000-3000 Hz arasında olan seslerin daha çok
kuvvetlendirilmesini sağlar. Bu frekanslar, konuşma frekanslarının
bulunduğu bölgedir. Kulak zarına gelen ses, onu titreştirir. Çekiç
kemiğinin kolu kulak zarının bir parçası olduğu için zarın titreşimleri
kemik zincire geçer ve üzengi kemiğinin tabanındaki eklemle iç kulak
sıvısına basınç değişiklikleri olarak iletilir. Kulak zarının titreşen
kısımlarının stapes tabanına oranı 17/1 olup 17 kez kuvvetlendirme
sağlar. Örs ve çekiç kemikleri arası eklem de kaldıraç etkisiyle 1,3
kez kuvvetlendirme sağlar. Bu nedenle kulak zarındaki ses, iç kulağa
17X1,3=22 kez kuvvetlendirilmiş olarak verilir. Burada kulak zarının
hareketli ve normal yapıda olması, kemikçiklerin hareketli ve
kesintisiz olması, sesin iç kulağa iletilmesi için şarttır.
Sesin bu yolla iç kulağa gidişine "hava yolu iletimi" adı verilir.
Sesin kafatasının titreşimiyle iç kulağa gitmesine "kemik yolu iletimi" denir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:48 pm

Soru 40: Koklea (cochlea) nedir?

Cevap 40: İç kulağın işitme ile ilgili kısmına, şekil benzerliği
nedeniyle latince salyangoz anlamına gelen Koklea adı verilmiştir.
Koklea, orta direk etrafında 2,7 kıvrım yapar, yatay durur, Tepesi orta
kulağın iç duvarına doğru, tabanı iç kulak kanalına doğru durur. İşitme
sinirinin düğümü olan Spiral gangliyon, orta direk yapısı içindedir.
Spiral gangliyonun merkeze giden sinir lifleri İşitme Sinirini ( Nervus
cochlearis) oluşturur. İşitme siniri iç kulak kanalı yoluyla santral
işitme sistemine gider. Spiral gangliyonun perifere giden lifleri ise
kemik içinden geçerek "Korti organına" girer.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:48 pm

Soru 41: Korti Organı nedir, nasıl çalışır?

Cevap 41: Korti Organı, 32 mm uzunluğundaki baziler membran üzerinde
yer alır. Dış saç hücreleri ve iç saç hücreleri (işitme hücreleri)
Korti organının en önemli parçalarıdır.(şekil 6)
Şekil 6: Kokleanın kesiti
Dış saç hücreleri 15 000 tanedir ve üç sıra halinde dizilmiştir. Her
birinin 100-120 tane saça benzer uzantıları (sterosilia) vardır ve
uzantıların uzunlukları değişiktir. En uzun olanı Tektoriyal membrana
sıkıca bağlantılıdır. Dış saç hücrelerinin aktif mekanik özelliği
vardır. Devamlı kasılı kalabildiği gibi ses frekansına uygun olarak
yüksek frekanslarda da kasılıp gevşeme şeklinde titreşimler yapabilir.
Bu mekanik güç Baziler membranın titreşmesine yardım eder. Ses
dalgaları Kokleada ilerlerken kendi frekans bölgelerine gelince dış saç
hücrelerinin aktif katkısı ile dalga güçlenir. Baziler membranı sese
uygun biçimde kuvvetle titreştiren asıl güç budur.
İç saç hücreleri 5 000 tanedir ve bir sıra halinde dizilmiştir. Her
birinin 60 saçsı uzantısı vardır ve hiç biri Tektoriyal membrana
değmez, aktif hareket yeteneği yoktur. İç saç hücreleri Baziler
membranın her titreşimini sezer ve sinirsel uyarı işaretine çevirir.
Tektoriyal membran jel kıvamındadır.
Kulak zarına gelen ses zarı ve kemikçikleri titreştirir. Üzengi
(stapes) kemikciği piston veya kapı hareketine benzer şekilde
titreşerek iç kulak sıvısını dalgalandırır. Baziler membran,
çevresindeki iç kulak sıvısının titreşimlerine uygun olarak titreşir.
Baziler membranın titreşmesiyle işitme hücrelerinin duruşu değişir ve
uzantıları ileri-geri hareketlenir. İç saç hücreleri, uzantılarının
hareketlerini elektriksel işaretlere çevirerek kendine bağlı işitme
sinir lifine aktarır. Böylece ses, şekil değiştirmiş olarak sinirler
yoluyla beyindeki işitme bölgesine (akustik korteks) gönderilir.
Korti organındaki işitme hücreleri, baziler membran üzerinde bir
piyanonun tuşları gibi dizilmiştir. Saniyede 20 ile 20.000 arasında
titreşimleri olan sesler için ayrı işitme hücreleri çalışır. İnce
sesler salyangozun tabanındaki, kalın sesler salyangozun tepesindeki
işitme hücreleri tarafından işitilir.
Böyle nazik ve hassas bir sistemin bozulması ve osilasyon yapması
ihtimali elbette vardır. Bu ihtimal gerçekleştiğinde Tinnitus
duyulmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:48 pm

Soru 42: İşitme bozukluklarının temelindeki olaylar nelerdir?

Cevap 42: İletim türü işitme kaybı esas olarak kulak zarı,
çekiç-örs-üzengi kemikçiklerindeki sorunlar nedeniyle meydana gelir. Bu
nedenle orta kulak sağırlığı da denilebilir. Odyogramda kemik yolu ile
ses iletimi, hava yolu ile ses iletiminden daha iyidir.
örnek:
Kulak zarındaki çok büyük delikler
Kemikçiklerin eriyerek birbirleriyle bağlantısının kopması
Otoskleroz
Timpanoskleroz (kemikçiklerin çevre yapılara tamir dokusu ile sabitleşmesi)
Orta kulakta sıvı birikmesi (seröz otit)
Sensörinöral işitme kaybı, koklea veya işitme sinirindeki bozukluklar
nedeniyle sesin işitilememesidir. Odyogramda hem hava yolu ile, hem
kemik yolu ile ses iletimi azalmış bulunur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:49 pm

Soru 43: Fısıltı testi işitme kaybının anlaşılmasında gerçekten yararlı mıdır?

Cevap 43: Bir kişinin işitmesindeki azalma, konuşmalardaki bazı
kelimeleri kaçırmaya başladığında, oldukça belirgin duruma gelir. Kaba
bir test olmakla birlikte kolaylığı, Fısıltı testini, deneyimli
hekimlerin etkin biçimde kullanmasını sağlar. Fısıltı, soluğumuzu
verdikten sonra ciğerimizde kalan hava ile çıkarılır. Dudaklar
gösterilmeden fısıldanmış kelimeleri hastanın doğru olarak tekrarladığı
mesafe:
Hafif işitme kaybında ====> 4 m de büyük, 6m den küçük
Orta işitme kaybında ====> 1 m de büyük, 4m den küçük
Ağır işitme kaybında ====> 25 cm de büyük, 1m den küçük
Tam sağırlıkta ====> 25 cm den küçüktür
Tam sağırlıkta sessiz bir odadaki normal konuşma hiç işitilmez
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:49 pm

Soru 44: Odyometre ile saf ses işitme testi (odyogram) nasıl yapılır?

Cevap 44: İşitmesi ölçülecek kişi ses geçirmez bir özel odaya oturtulur
ve kulaklıklar takılır. 250-500-1000-2000-4000-8000 Hz frekanslarındaki
saf ton sesler sırasıyla dinletilir. Her sesin ancak işitilebildiği
seviye o frekanstaki işitme eşiğidir. Bu işitme eşiklerinin bir grafik
üzerine noktalar şeklinde işaretlenip yakın noktaların
birleştirilmesiyle odyogram denilen işitme eğrileri elde edilir. Bu,
hava yolu ile işitme ölçümüdür. Kulak arkasındaki kemiğe vibratör
yerleştirilerek benzer şekilde kemik yolu işitmesi de ölçülür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:49 pm

Soru 45: Tinnitusun maskelenmesiyle ilgili bilinen bazı özellikler nelerdir?

Cevap 45: Biri maskeleyen diğeri maskelenen olmak üzere özellikleri
bilinen iki gerçek ses normal bir kulağa verildiğinde kişinin neler
duyabileceğini tam olarak kestirebiliyoruz. Oysa maskelenen sesin
yerini tinnitus aldığında hiçbir şey önceden kestirilememektedir. Bunun
nedenlerini bilindiği kadarıyla sıralayalım:
a. Tinnituslu kulağın maskeleyen sesi nasıl algıladığı, işitmede yüksek
frekanslarda kayıplar ve bozulmalar olduğu için tam olarak
bilinememektedir. Ayrıca tinnituslu kulak yorgunluk ve işaret erimesi
özellikleri de taşır.
b. Tinnituslu kulakta maskelenen işaret tinnitustur. Tinnitusun
frekansı, spektrumu, yüksekliği ve zaman içindeki yükseklik ve frekans
değişmeleri gerçek sesler kadar iyi belirlenemez. Bu yüzden maskeleme
işleminin nasıl gelişeceği önceden belirlenemez.
c. Tinnitus hiç bir zaman gerçek bir ses gibi davranmaz.
d. İki gerçek sesin etkileşmesi ancak aynı kulakta olur. Oysa bir
kulaktaki tinnitus, diğer kulağa verilen uygun bir sesle maskelenebilir.
e. İki gerçek ses arası etkileşim uzun süre değişmeden devam eder. Oysa
tinnitusun maskelenmesinde etki uzun süre devam edebileceği gibi
yorgunluk da oluşabilir, veya maskelenme hiç gerçekleşmeyebilir.
Soru 46: Tinnitusun mekanizmalarını açıklayan tezler hakkında genel bilgi verebilirmisiniz?
Cevap 46: Tinnitus işitme sisteminin çalışmasındaki bir bozukluğun
işaretidir. işitme sistemi oldukça karmaşık organ, yollar, bağlantılar
ve sinirsel yapılardan oluşur. Bu yapıların tümünün oluşturduğu sistem
tanıma, belleme, öğrenme ve habituasyon gibi yüksek düzeyde işlevlere
sahiptir. Böyle tümüyle açıklanması bile henüz gerçekleşmemiş bir
sistem içinde tinnitusun oluştuğu yeri kesinkes saptamak mümkün
değildir.
Örneğin, otoskleroz yüzünden ameliyat (stapedotomi) olan bir hastanın
yaşadıkları çok çarpıcıdır. Başlangıçta tinitusun yeri kulakta üzengi
kemikçiğinin tabanındaki otoskleroz odağıdır. Fakat ameliyattan sonra
tinnitus katlanılmaz dereceye çoğalmıştır. Daha sonra bir dizi
ameliyatla koklea iptal edilerek tümüyle çıkarılmış ve işitme siniri
kesilmişse de hiç yarar sağlanmamıştır. Tinnitus, her ameliyattan sonra
azalmışsa da kısa bir süre geçince eskisinde daha çok olarak ortaya
çıkmıştır. Benzeri hiç bir hasta ameliyatla tinnitustan
kurtulamamıştır. Öyle gözüküyor ki her ameliyat ile tinnitusun yeri
işitme sisteminde biraz daha beyine doğru kaymıştır.
Subjektif tinnitustan sorumlu mekanizmalarla ilgili spekülasyonları sıralayalım:
1. Kokleadaki mekanik işlemler
2. İşitme siniri liflerinin anormal faaliyeti: Bu görüşe göre bazı
tinnituslar işitme siniri liflerindeki anormal faaliyetten kaynaklanır.
Sinirlerin kılıflarındaki bozukluklar anormal faaliyetlerin ortaya
çıkmasında asıl sorumlu sebeptir. Bu anormal faaliyetler tinnitus sesi
olarak duyulur.
3. Kokleada efferent (beyinden kulağa) kontrol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:49 pm

Tükrük bezi iltihapları

Tükürük Bezleri

Ne Normal, Ne Anormaldir?

Tükürük Bezleri Nerelerde Bulunur?

Bezler ağız ve boğaz çevresinde yerleşmişlerdir. Başlıca tükürük
bezleri parotis (kulak önünde), submandibüler (çene altında) ve
sublingual (dil altında) bezlerdir.

Hepsi de ağız içerisine tükürük salgılarlar. Parotis bezi üst azı
dişlerin yanından, submandibüler bez dilin altında ön taraftan ve
sublingual bez ağız tabanında birçok ufak noktadan tükürük salgılar.

Bu bezlerle birlikte, dudaklar, yanakların iç kısmı ve ağız ile boğazın
bütün yüzeylerinde yüzlerce ufak tükürük bezi bulunur. Tükürük bezleri,
ağızınızı ıslak tutan, sindirimi başlatan ve dişleri çürükten koruyan
tükürüğü salgılarlar.

Anormal Bezlere Ne Yol Açar?

Klinik olarak rahatsızlık oluşturan tükürük bezi anormallikleri şu şekilde gruplandırılabilir:

1-Tıkanıklık

Tıkanıklık, çoğunlukla taş oluşmasına bağlı olarak parotis ve
submandibüler bezlerde görülür. Şikayetler tipik olarak yemek yerken
görülür. Yemek yerken tükürük oluşması hızlanır fakat tıkanıklıktan
dolayı akamaz ve bazen iltihabın da eşlik ettiği şiddetli ağrı ve
şişliğe yol açar.

2-Şişlik, Ödem

Şayet taşlar tam olarak tıkanıklık meydana getirmemişlerse yemek yerken
bezler şişer ve bir süre sonra yavaş yavaş inerler, ta ki bir sonraki
yemeğe kadar. Biriken tükürük içerisinde mikroplar daha kolay ürerler
ve daha şiddetli ağrı ve şişlik oluştururlar. Şayet yeterli sürede
tedavi edilmezlerse apse oluşturabilirler.

Bazı kişilerde tükürük bezlerinin ana kanalları anormal olabilir. Bu
kanallar darlıklar yaratarak tükürük akımını azaltarak iltihap ve
tıkanıklık şikayetlerinin oluşmasına yol açabilirler.

3-İltihap

En sık görülen tükürük bezi iltihabı parotis bezini etkileyen
"kabakulak"tır. En sık çocuklarda görülmesine rağmen yetişkinlerde de
görülebilir. Mamafih bir yetişkinde parotis bezi bölgesinde bir şişlik
olursa bunun tıkanıklıktan veya tümörden olma şansı daha fazladır.

Kanal darlığından ve tükürük akımının azalmasından kaynaklanan iltihaptan daha önce bahsedilmişti.

Komşu lenf bezlerinin iltihabından dolayı tükürük bezlerinde de ikincil
iltihap olabilir. Bu lenf bezleri boğazın üst kısmında boğaz ağrısı
sonrası görülen hassas lenf bezleridir. Bu lenf bezlerinin bir kısmı
gerçekte parotis bezinin üzerinde, içerisinde ve altında veya
submandibüler bezin yanında bulunurlar. Lenf bezleri iltihaplandığı
zaman kızarıklık ve ağrılı şişlik oluştururlar. Lenf bezleri tümör ve
ödem dolayısı ile de büyürler.

4-Tümörler

Tükürük bezlerinin birincil tümörleri başlangıçta çoğunlukla ağrısız
şişme ile kendilerini gösterirler. Tümörler nadiren birden fazla bezde
bulunurlar ve kulak önü, ağız içi, damak, ağız tabanı, yanaklar ve
dudaklar üzerinde bulunabilirler. Bu şişlikler kulak, burun, boğaz ve
baş-boyun cerrahları tarafından değerlendirilmelidirler.

Büyük tükürük bezlerinin habis tümörleri hızlı büyürler, ağrılı olurlar
ve o taraf yüz hareketlerini engelleyebilirler. Bu şikayetler hemen
araştırılmalıdırlar.

Tükürük bezleri bazı özel hastalıklarda da şişerler. Hastalarda
genellikle göz ve ağız kuruluğu görülür. Buna eklem romatizması eşlik
edebilir. Şeker hastalığı özellikle parotis bezinde şişliğe yol
açabilir. Genellikle iki taraflı parotis bezi şişliği alkoliklerde de
görülür.

Doktorunuz Nasıl Teşhis Koyar?

Tükürük bezleri hastalıklarının teşhisi dikkatli bir hikaye, fizik
muayene ve laboratuar testleri ile konur. Büyük tükürük bezlerinde bir
taş tıkanıklığından şüphe edilirse bezin açıldığı ağız uyuşturularak
kanalı genişletilip taşın çıkıp çıkmadığına bakmak gerekebilir. Bu tür
bir işlemden önce röntgen filmi ile kireçlenmiş taşın nerede olduğu
tespit edilebilir.

Şayet tükürük bezinde bir kitle tespit edilmişse, bilgisayarlı
tomografi ile buranın röntgeninin çekilmesi yararlı olur. Bu tomografi
ile kitlenin gerçekten tükürük bezinden mi yoksa komşu bir lenf
bezinden mi kaynaklandığı bulunur.

Birçok vak'ada muayene odasında yapılabilen ince iğne aspirasyon
biyopsisi yardımcı olur. Bu testin doğruluğu % 80 ile 90 arasındadır.
Kitleden cilt kesisi ile bir parça alarak incelenmesi, muayene odasında
tavsiye edilmez. Parotis bezi ile birlikte seyreden yüz sinirinin hasar
görme ihtimalindan dolayı açık biyopsi operasyon odasında yapılmalıdır.

Tükürük Bezi Hastalıklarının Tedavisi

Başlıca iki bölüme ayrılır: İlaçla ve operasyonla. Tedavi şeklinin
seçimi problemin ne olduğuna bağlıdır. Şayet problem bütün vücut ile
ilgili bir hastalıktan kaynaklanıyorsa bunu tedavi etmek lazımdır. Bu
diğer branştaki hekimlerle konsültasyonu gerektirebilir. Şayet hastalık
tıkanıklık ve iltihap ile ilgili ise antibiyotikler kullanılır. Bazen
kanallara müdahale gerekir.

Şayet tükürük bezinin içerisinde bir kitle oluşmuşsa bunun çıkartılması
gerekebilir. Parotis bezi içerisindeki kitlelerin çoğu selimdir.
Operasyon gerekince bu bezin içerisinden geçen yüz sinirine çok dikkat
edilmesi gerekir. Parotis bezi içerisinde habis tümör varsa, yüz
sinirinin büyük kısmına zarar verilmeden kitle çıkartılabilir.
Operasyon sonrası sıklıkla radyasyon ctedavisi önerilir. Bu tedavi
operasyondan tipik olarak dört ile altı hafta sonra başlanır bu sürede
dokuların iyileşmesi beklenir.

Ağız ve boğazdaki küçük tükürük bezleri için de aynı prensipler
geçerlidir. Selim hastalıklar en iyi tek olarak başına operasyon ile
tedavi edilirler, habis tümörler ise hem operasyon hem de radyasyon
tedavisine ihtiyaç gösterirler. Şayet kitle tükürük bezinin
konşuluğundaki bir lenf bezi kanseri ise o zaman tedavi şekli elbetti
ki değişir. Bu tür bir tedavi yöntemi yine en etkin olarak kulak,
burun, boğaz ve baş-boyun cerrahı tarafından yönetilebilir.

Özet olarak, tükürük bezi hastalıklarının birçok sebebi vardır. Bu
hastalıklar hem ilaçla hem de cerrahi olarak tedavi edilirler. Bu tür
tedaviler bu alanda deneyimli kulak, burun, boğaz ve baş-boyun cerrahı
tarafından gerçekleştirilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:49 pm

Antihistaminikler, Dekonjestanlar ve

Soğuk Algınlığı İlaçları

Burun tıkanıklığı, dolgunluğu, sinüs problemleri ve soğuk algınlığı
için kullanılan ilaçlar en sık kullanılan ilaçlardandır. Akıllıca
kullanıldıkları zaman birçok kimseyi hayatları boyunca en az bir kere
rahatsız eden ve birçok kimseye de sürekli sıkıntı veren şikayetlerin
önüne geçebilirler.

Bu gruptaki ilaçlar, alerjinin, üst solunum yolu enfeksiyonlarının
(soğuk algınlığı, sinüzit gibi) ve vazomotor rinitin (ruhsal gerginlik,
tiroid hastalığı, hamilelik ve diğer bazı sebeplerle ortaya çıkan burun
tıkanıklığı gibi) şikayetlerinin düzeltilmesinde kullanılırlar.
Alerjiyi, enfeksiyonu tedavi etmezler, sadece hastaya rahatsızlık veren
durumları ortadan kaldırarak kişilere konfor sağlarlar.

Antihistaminikler

"Histamin", kişinin alerjik olduğu madde ile karşılaştığında veya
iltihap durumlarında ortaya çıkan önemli bir kimyasal ajandır.
Antihistaminikler histaminin etkisini önlerler ve böylece alerjinin
oluşturduğu şikayetlere iyi gelirler. En iyi sonuç için bu ilaçlar
alerji şikayetleri ortaya çıkmadan alınmalıdırlar.

Antihistaminiklerin ortaya çıkardığı en sıkıcı yan etki "uyku hâli"
vermeleridir. Bu durum gece yatmadan önce alındığında iyi olabilse de
gündüz sıkıntı yaratabilir. Hatta bazen zararlı olabilir. Araba veya
tehlikeli olabilecek makina kullananlara bu ilaçlar önerilmez. İlk
dozlar en fazla uyku verirler, sonraki dozlarda biraz bağışıklık
gelişir.

Günümüzde yeni çıkan antihistaminik türleri ile kısmen de olsa bu şikayetlerin önüne geçilebilmektedir.

Dekonjestanlar

Burun ve hava pasajlarında bulunan dokudaki kan damarlarının şişmesi
ile burun, sinüs ve göğüste oluşan tıkanıklığa "konjesyon" denir.
Buradaki dokularda çok geniş kan kapasitesine sahip olan damarlar
vardır. Daha önce bahsedildiği gibi "histamin" buradaki damarları
uyararak genişlemelerine sebep olur.

Dekonjestanlar ise kan damarlarının büzülmesine yol açarak hava pasajlarını yeniden açarlar.

Dekonjestan ilaçların yan etkisi, kişide "sinirlilik hâli"
yaratmalarıdır. Uykuya dalmada zorluk yapabilirler, kan basıncı ile
nabız sayısını yükseltebilirler. Yüksek tansiyonu, kalp ritm (nabız)
bozukluğu ve kalp rahatsızlığı olan kişilerde dekonjestanlar
kullanılmamalıdırlar. Göz tansiyonu olan kişilerde de
kullanılmamalıdırlar. Dekonjestan alan bazı hastalarda idrar yapmada
zorluk olabilir. Hatta, zayıflamak için kullanılan ilaçların içerisinde
dekonjestan maddeler de bulunabilir. Etkileri üst üste eklenmesin diye
diyet ilacı kullananlarda dekonjestanlar veya dekonjestan kullananlarda
diyet ilaçları beraber kullanılmamalıdırlar.

Birlikte Kullanma

Teorik olarak etkileri iyi dengelenirse, antihistaminiklerin verdiği
uyku hâli dekonjestanların verdiği uykusuzluk ile giderilebilir. Bundan
dolayı birlikte üretildikleri ilaçlar piyasada bulunmaktadır.

Bir hasta bir ilaçtan aylar veya yıllar boyunca fayda görebilir fakat
artık etkisi azalmışsa diğer bir ilaca geçerek onun etkisinden
faydalanabilir.

Herkesin bu tür ilaçlara verdiği cevap farklı olabileceği için kişi
kendine iyi gelen dozu ayarlayabilir. Meselâ, antihistaminiği akşam,
dekonjestanı sabah alabilir. Veya her ikisini de alır fakat akşamları
antihistaminiğin dozunu artırabilir, gündüz tersini yapabilir.

İLAÇ İYİ GELDİĞİ
ŞİKAYETLER YAN ETKİLERİ
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:49 pm

Antihistaminikler Hapşırma
Burun akıntısı
Burun tıkanıklığı
Göz kaşıntısı
Konjesyon Sersemlik
Ağız ve boğaz kuruluğu

--------------------------------------------------------------------------------

Dekonjestanlar Burun tıkanıklığı
Konjesyon Uyarı
Uykusuzluk
Nabız artışı

--------------------------------------------------------------------------------

Birlikte Hepsi Az veya çok hepsi

Soğuk Algınlığı İlaçları

Dekonjestanlar ve antihistaminikler, "soğuk algınlığı" ilaçlarının
vazgeçilmez içeriğidirler, fakat, kurutucu ajanlar, aspirin (aspirin
türevleri) ve öksürük baskılayıcı maddeler de ilaçlara eklenmiş
olabilir. Kişi, kendi şikayetlerine en uygun gelebilecek içeriği olan
ilacı seçmelidir. Şayet ilacın üzerinde kmyasal maddeler ve neye iyi
geldikleri tam olarak açıklanmamışsa, kişi bunları açıklamasını
eczacıdan istemelidir.

Burun Spreyleri

Burun spreyleri, genel olarak iki gruba ayrılmaktadırlar. "Alerji,
vazomotor rinit veya polip" için son zamanlarda piyasada bulunan ve
hekim kontrolü altında uzun süre rahatlıkla kullanılabilen burun
spreyleri vardır. Bizim burada bahsedeceklerimiz eskiden beri

bilinip kullanılan dekonjestan (burun açıcı) burun spreyleridir.
Burundaki kan damarlarını büzerek ani rahatlama sağlarlar. Fakat
ağızdan alınan dekonjestanların aksine burun damarları üzerinde direkt
etki yaptıkları için çok kuvvetlidirler ve birkaç saat sonra burun
damarları refleks olarak tekrar genişlerler. Buna "rebound etki" denir.
Kişi spreyi tekrar kullanma ihtiyacı hisseder ve bu kısır döngü devam
eder gider.

Yetişkinlerde bu etkinin ortaya çıkması yaklaşık bir hafta alsa da
bebeklerde iki gün içerisinde gelişebilir. Bebeklerde 12 ilâ 24 saat bu
damla kesildiğinde genellikle normale dönüş olur fakat yetişkinler
hemen toparlamayabilirler ve ağızdan alınan dekonjestanlar veya
kortizonlu burun spreyleri ile takviye edilmeleri gerekebilir. Hatta
yıllar boyu bu spreyleri kullanan yetişkinlerde tedavi için burun
içerisinden bir operasyon da yapılabilir. Bundan dolayı spreylerde şuna
dikkat edilmesi lazımdır: "Bu ilacı üç günden uzun kullanmayınız."

Dekonjestan özellikli burun spreyleri acil ve kısa süreli durumlarda tercih edilmelidirler.

(Daha önce de belirtildiği gibi, bahsedilen bu durumlar "alerji,
vazomotor rinit, polip" gibi durumlarda kullanılan burun spreyleri için
geçerli değildirler.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:49 pm

Araç Tutması

Araç Tutması Nedir? Bazı kimseler, uçakta, arabada, dönme dolaplarda
bulantı hisseder hatta kusarlar. Birçok kişi botta, gemide aynı
rahatsızlığı yaşar.

Araç tutması, çoğunlukla sadece can sıkıcı bir durum olarak ortaya
çıkar ve altında önemli bir hastalık yoktur; bazı yolcular ise
kendilerini bu durumlarda hiçbir şey yapamayacak kadar kötü
hissedebilir, hatta bu hisleri yolculuktan birkaç gün sonraya kadar
sürebilir.

Ne Yapabilirsiniz?

1-Seyahat ettiğiniz araçta, vücudunuzun ve iç kulağınızın hissettiği
yönü görmeye çalışınız. Arabada önde oturunuz ve ileriye, yola bakınız;
gemide güverteye çıkarak ufka bakınız; uçakta pencere kenarına oturarak
dışarıya bakınız. Uçakta, hareketin nispeten en az olduğu kanat
üzerinde oturunuz.

2-Araç tutmanız varsa, seyahat ederken okumayınız ve gidiş yönünün tersi yönde oturmayınız.

3-Araç tutması olan yolcuya bakmayınız ve onunla konuşmayınız.

4-Seyahatten hemen önce veya seyahat esnasında, size dokunan, sert
kokulu, baharatlı ve yağlı yiyeceklerden sakınınız. Halk arasında
itibar gören "soda, gazoz, buzlu kola" gibi içeceklerin faydalı olduğu
henüz tıp bilimince ispatlanmamıştır.

5-Hekiminizin size tavsiye ettiği, araç tutması için olan ilaçlardan yolculuğa başlamadan önce alınız.

Unutmayınız: Araç tutması vak'alarının çoğu, hafif ve tedaviye cevap
veren türdendir. Fakat, ağır ve gitgide kötüleşen vak'aların, bu konuda
uzman, kulak, burun, boğaz, denge ve sinir sistemi ile ilgilenen
hekimlerden yardım alması gerekir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:50 pm

ANESTEZİ

Anestezi (Narkoz), hastaların ağrı duymadan ameliyat olmasını sağlayan
bir bilim dalıdır. Anesteziden korkmayınız. Anestezi, bayılmak değil
kontrollü olarak bir anestezi uzmanı tarafından uyutulmak ve ameliyat
bittikten sonra yine kontrollü olarak uyandırılmak demektir.
Ameliyatınız süresince anestezi uzmanınız yanınızda olacak, solunum ve
kalp başta olmak üzere tüm hayati fonksiyonlarınızı takip edecek ve
ameliyat bitiminde uyandırıp yatağınıza gönderecektir.

Ameliyat için gerekli testler, hastanın ve ameliyatın durumuna göre
operatör doktor veya anestezi uzmanınız tarafından istenecektir.
Ameliyat olacak kişi ameliyattan 6 saat öncesinden hiç bir şey yememiş
ve içmemiş olmalıdır (aynı oruç gibi). 5 gün öncesinden sigara içiminin
kesilmesinin ameliyat sonrası şikayetleri azaltacağını unutmayınız.

Anestezi az veya çok; ağır veya hafif değil her zaman hastaya göre
ayarlanır. Hastalar genellikle ameliyathanede ellerine takılacak küçük
bir iğneden verilecek ilaçlarla uyutulur (Narkoz, maske, kara balon
v.s. gibi şeylerle değil).

Anesteziden çıkan hastalar ameliyattan sonra ilk saatlerde verilen ağrı
kesicilerin etkisi ile uykuya eğilimli ancak sorularınıza cevap
verecek, şikayetlerini söyleyebilecek halde olurlar endişelenmeyiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:50 pm

Üst solunum yolu enfeksiyonları


Üst Solunum Yolu Ne Demektir: Üst solunum yolu diyince burun, sinüsler,
yutak (farinks) ve gırtlak (larinks) anlaşılır. Bu bölgelerin
iltihaplarına da üst solunum yolu infeksiyonu (genel olarak ÜSYE
şeklinde kısaltılır) denir. Üst solunum yolu; kulak ve alt solunum
yolları ile bağlantılıdır.

Üst Solunum Yollarında Ne Gibi İltihaplar Olur: Aslında teorik olarak
nezle, grip, farenjit, sinüzit, larenjit, gibi iltihapların hepsi üst
solunum yolu infeksiyonu kapsamına girer. Gribal enfeksiyon veya
rinofarenjit gibi isimlerde aynı anlamda kullanılır. Ancak uygulamada
sinüzit veya bazı spesifik iltihaplar bu kavramın dışında tutulur.
ÜSYE'ye daha çok virüsler neden olsa da hemen her zaman bakteriler de
üzerine eklenir. ÜSYE diyince genel olarak nezle veya grip anlaşılır.
Farenjitte bu durumlarla beraber sıklıkla vardır.

ÜSYE Sebepleri Nelerdir: ÜSYE genel olarak soğuk algınlığı nedeniyle
olur. Bu durum vücut direncini düşürerek virüs ve bakterilerin hastalık
yapacak duruma gelmesine neden olur. Ancak ÜSYE'yi kolaylaştıracak bazı
faktörlerde vardır. Bunlar arasında alerji, septum deviasyonu, burunda
et büyümesi, ÜSYE olan hastalarla sıkı temas ve bağışıklık sisteminin
bozukluğu sayılabilir. Havada bulunan virüslerin solunum yolları
aracılığı ile vücuda girmesi şeklinde bulaşır.

Ne Gibi Belirtiler Olur: ÜSYE'de belirtiler virüslerin tipine ve gücüne
ayrıca vücut direncine göre değişir. Nezlede gribe göre daha hafif
belirtiler olur. Nezleye neden olan virüsler en sık olarak Rhinovirüs
adı verilen virüslerdir. Nezlede burun tıkanıklığı, burun akıntısı,
boğazda gıcık ve yanma, hapşırma, ses değişiklikleri, öksürük, baş
ağrısı gibi şikayetler olur. Grip ise daha çok İnfluenza virüs adı
verilen virüslerle oluşur. Gribin belirtileri olarak nezleye ilave
olarak, daha çok baş ağrısı, ateş ve vücut kırgınlığı oluşur. Kas
tutulmasına bağlı bel ve bacaklarda ağrı olabilir. İnfeksiyonun, kulak,
sinüsler veya akciğerlere yayaılımına bağlı olarak bu organ lara ait
belirtilerde gelişebilir (kulak ağrısı, işitme azlığı, balgamlı
öksürük, nefes almada zorlanma gibi).

Muayanede Neler Görülür: Burun muayenesinde, kızarıklık, ödem ve bazen
sulu bazen koyu akıntı görülür. Eğer deviasyon veya et büyümesi varsa
bunlarda saptanır. Boğaz muayenesinde yine kızarıklık, genizden gelen
akıntı ve ödem saptanabilir. Eğer kulağa yayılım yani bir orta kulak
iltihabı varsa kulak zarında kızarıklık ve bombeleşme ya da çökme
görülebilir. Hastadaki ses değişikliği dikkati çeker.

Ne Gibi Tetkikler Yapılır: ÜSYE teşhisi genel olarak muayene ile konur.
Ancak bir yayılmadan yani komplikasyondan şüpheleniliyorsa sinüzit
filmleri, akciğer filmleri, kan sayımı gibi tetkikler yapılabilir.

Nasıl Tedavi Edilir: ÜSYE genelde kendi kendini sınırlayan bir
hastalıktır. Ancak hastaların çoğunda bakterilerde iltihabın içinde
olduğundan antibiyotik verilmesi gerekir. Bunun dışında hastanın
şikayetlerini azaltmak amacıyla ağrı kesici-ateş düşürücüler,
antihistaminik ilaçlar ve burun açıcı (dekonjestan )ilaçlar verilir. Bu
sayılan ilaçların hepsini içeren tek ilaç şeklinde hazırlanan ilaçlar
vardır. Bunlar antibiyotiklerle beraber verilebilir.

Ne Gibi Komplikasyonları Vardır: ÜSYE komplikasyonları genellikle
iltihabın yayılmasına bağlıdır. Eğer sinüslere yayılmışsa sinüzit,
bronşit veya zatürre (akciğer iltihabı), kulağa yayılmışsa orta kulak
iltihabı veya iç kulak tutulumuna bağlı baş dönmesi, çınlama hatta
nadiren kalıcı işitme kaybı yapabilir

Nelere Dikkat Etmeliyim: ÜSYE hemen herkesin sıklıkla yakalanabileceği
bir hastalıktır. Korunmak için bazı uygulamalar yapılsa da tamamen
engellenemez. Hastanın dikkat edebileceği en önemli şeyler soğuktan
korunma ve ÜSYE olan başka hastalarla yakın temasta olmamaktır.

Grip Aşısı Olmalımıyım: Grip aşısı gribe neden olan virüslerden
hazırlanmış bir aşıdır. Özellikle grip olmasının ciddi problemlere yol
açması muhtemel kişilerde uygulanabilir. Ancak grip virüsü sürekli
kendini değiştiren bir virüstür. Bu nedenle aşının koruyuculuğu %100
değildir. Ancak yinede hastalığa yakalanma sıklığını azaltır ve
belirtilerin hafif geçmesini saplayabilir. Aşı vurulurken grip
olunmamasında fayda vardır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:50 pm

YUTMA GÜÇLÜĞÜ: DİSFAJİ

Yutma güçlüğüne (Disfaji) özellikle yaşlılarda olmak üzere tüm yaş
gruplarında yaygın olarak rastlanır. Disfaji terimi yemeklerin ve
sıvıların ağızdan mideye geçmesi sırasında zorluk hissetmedir. Bu
duruma çoğu tehlikeli olmayan ve geçici olan birçok faktör neden
olabilir. Yutma güçlüğü nadiren tümör veya ilerleyici nörolojik
hastalık gibi daha önemli patolojiye işaret eder. Kısa bir süre
içerisinde yutma güçlüğü kendiliğinden iyileşmez ise kulak burun boğaz
uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

Yutma işlemi nasıl olur?

İnsanlar katı yiyecekleri yemek sıvıları içmek ve vücudun ürettiği
tükürük ve mukusu yutmak için günde yüzlerce kez yutma işlevini
gerçekleştirirler. Yutma işlevinin dört fazı vardır:

1) Birinci faz yiyecek ve içeceklerin çiğnenerek yutmaya hazır hale getirildiği dönem.

2) Ağız fazı boyunca, dil yiyecek ve içecekleri ağızın arka bölümüne iterek yutma yanıtını başlatır.

3) Yutak fazında yiyecek ve içecekler hızlıca yutaktan yemek borusuna geçer.

4) Son faz olan yemek borusu fazında yiyecek ve içecekler yemek borusundan mideye geçer.

Birinci ve ikinci fazlar istemli kontrol altında oluşurken,üçüncü ve dördüncü fazlar kendiliğinden oluşur.

Yutma Hastalıklarının Nedenleri Nelerdir?

Yutma işlevi sırasındaki herhangi bir kesinti yutma güçlüğüne neden
olabilir. Yutma güçlüğü sağlıksız dişler, uygun olmayan takma dişler
veya soğuk algınlığı gibi basit nedenlere bağlı olabilir. Yutma
güçlüğünün en yaygın nedenlerinden biri mideden yemek borusuna geri
kaçıştır. Bu durum mide asitinin yemek borusundan yutağa doğru yukarı
hareketinin sonucu oluşur. Diğer nedenler arasında felç, ilerleyici
nörolojik hastalık, trakeostomi tüpü varlığı, hareketsiz ses teli,
ağız, gırtlak veya yemek borusu tümörü ile baş boyun bölgesine
uygulanan cerrahi operasyonlar sayılabilir.

Yutma Hastalıklarını Kim Değerlendirir ve Tedavi Eder?

Yutma güçlüğü inatçı ise ve nedeni bilinmiyor ise bir kulak burun boğaz
uzmanı, söz konusu hastanın hikayesini ele alarak muayenesini
yapacaktır.

Bu muayene, aynalar veya özel optik sistemle görüntüleme sağlayan
endoskoplar kullanarak dilin arka bölümünün, boğaz ve larenksin
incelenmesi yoluyla yapılır. Eğer gerekli ise yemek borusu, mide ve
oniki parmak bağırsağı incelemesi, kulak burun boğaz uzmanı veya mide
ve barsak hastalıkları uzmanı tarafından yapılır.

Bunun sonucuna göre baryumlu yemek borusu geçiş filmi ile yutma mekanizması fonksiyonlarının değerlendirilmesi gerekebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:50 pm

Eğer özel patolojiler söz konusu ise,üst mide- barsak sistem filmi veya
videofloroskopi ile beraber radyologla temasa geçilebilir. Böylece
yutmanın her dört fazınında değerlendirmesi yapılır. Değişik kıvamda
yiyecek ve içecekler kullanarak ve hastaya değişik pozisyonlar
verdirerek, yutma yeteneğini değerlendirilebilir. Eğer yutma güçlüğü
felç veya ilerleyici nörolojik hastalıklara bağlı ise nörolog
tarafından değerlendirilmelidir.

Belirtiler

Yutma güçlüğünün belirtileri şunlardır.

Ağızda tükürük artışı

Yiyecek ve içeceklerin boğaza takılması hissi

Boğaz ve göğüste rahatsızlık hissi( Mideden yemek borusuna kaçış var ise - Reflu)

Boğazda yabancı cisim veya parça hissi

Uzamış veya belirgin yutma güçlüğüne bağlı yetersiz beslenme ve kilo kaybı

Yutma sırasında kolayca geçmeyen yiyecek parçaları sıvı ve tükürüğe ve
bunların akciğerlere aspire edilmesine bağlı olarak gelişen öksürük ve
boğulma hissi

Mümkün Olan Tedaviler:

Neden belirlenebilmişse, yutma güçlüğü tıbbi tedavi, yutma tedavisi veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilir.

Bu hastalıkların birçoğu tıbbi tedavi ile tedavi edilebilir. Mide asit
salgısını engelleyen ilaçlar kas gevşeticiler ve asit gidericiler var
olan ilaçlardan birkaçıdır. Tedavi yutma hastalığının nedenine göre
düzenlenir. Mideden yemek borusuna kaçış sıklıkla beslenme ve yaşama
alışkanlıklarını değiştirerek tedavi edilebilir. Örneğin :

Hazmı kolay yiyeceklerden oluşan bir diyet ile sık aralıklarla ve az miktarlarda beslenmek

Alkol ve kafeinden uzak durmak

Kilo ve stresi azaltmak

Uyku vaktinden önceki üç saat boyunca yemek yemekten sakınmak

Geceleri yatağın başını yükseltmek.

Eğer bunlar yardımcı olmazsa yemekler arasında ve uyku vaktinden önce asit giderici kullanmak rahatlama sağlayabilir.

Birçok yutma hastalığı yutma tedavisinden yarar görebilir. Yutma
kaslarının beraber çalışmasını sağlayan ve yutma refleksinin oluşmasını
sağlayan sinirleri uyaran özel egzersizler yaptırılabilir.

Hastalara ayrıca yutma işleminin başarılı şekilde yapılmasına yardımcı olacak vücut ve baş pozisyonlarını öğretebilir.

Yutma güçlüğü olan hastalardan bazıları yetersiz beslenme problemi ile
karşılaşırlar. Mesleki terapist beslenme teknikleri hakkında hasta ve
ailesine yardımcı olabilir. Bu teknikler hastayı olabildiğince bağımsız
kılar. Diyetisyen veya beslenme uzmanı hasta için gerekli olan yiyecek
ve içecek miktarını ve ek besinlerin gerekli olup olmadığını belirler.

Cerrahi tedavi belirli bazı problemlerin tedavisinde kullanılır. Darlık
veya yapışıklık varlığında söz konusu alanın genişletilmesi gerekli
olabilir. Kasların ileri derecede kasılması varlığında ilgili kasların
genişletilmesi ve hatta serbestleştirilmesi gerekli olabilir. Bu yöntem
kas kesilmesi olarak adlandırılır ve kulak burun boğaz uzmanı
tarafından gerçekleştirilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:50 pm

YÜZ FELCİ: BELL PARALİZİSİ

Yüz Felci Ne Demektir: Yüz hareketlerini (dudak, yanak, kaş,göz
çevresi) yapmamızı yüz siniri (fasial sinir) aracılığı ile sağlarız.
Beyinden gelen hareket emirlerini yüz siniri, yüz kaslarına ileterek
istediğimiz hareketleri yapmamızı sağlar. Eğer beyindeki veya yüz
sinirindeki bazı hastalıklar bu iletiyi engellerse yüz felci oluşur ve
yüz hareketleri kısmen ya da tamamen ortadan kaybolur. Yüz felci tıbbi
olarak fasial paralizi olarak ismlendirilir.

Yüz Siniri Nerededir: Beyin ile beyin sapı arasında yüz sinirini
oluşturacak lifler karışık bir şekilde gelir. Bu bölüm daha çok
Nöroloji ile ilgilidir. Beyin sapından sonra yüz siniri kıvrımlı biryol
izler. İç kulak yolundan geçerek, orta kulağında çevresini dolaşır ve
kulak arkasından doğru birkaç dal halinde yüz kaslarına ulaşır. Yüz
kaslarına ulaşmadan önce kulak önündeki tükrük bezinin içinden geçer.
İç kulak yolundan geçerken işitme siniri ile birlikte bulunur. Yolu
boyunca bazı dallar verir ve bu dallar çeşitli görevler yaparlar.
Gözyaşı bezinin salgısını, çene altındaki tükrük bezlerinin salgısını
ve dilin tat hücrelerinin görev yapmasını da yüz sinirinin dalları
sağlar.

Yüz Felcinin Nedenleri Nelerdir: Yüz felci beyinle beyin sapı
arasındaki veya beyin sapından yüz kaslarına kadar olan bölümdeki
birçok hastalığa bağlı olarak gelişebilir. Beyin-beyin sapı arasındaki
yüz felci nedenleri genellikle beyin kanamasına bağlıdır ve nöroloji
bölümünde incelenirler. Bu nedenlerle oluşan yüz felcine merkezi yüz
felci denir. Beyin sapından sonraki yüz siniri hastalıklarında oluşan
yüz felcine ise periferik yüz felci denir. Periferik yüz felci
yapabilecek bir çok sebep vardır:
-Bell Paralizisi: En sık görülen yüz felci nedenidir. Nedeni aslında
kesin değildir. Yüz sinirinin iç kulak çevresindeki bir bölümünde
iltihap oluştuğu düşünülmektedir. Soğuk ve rüzgara maruz kalmanın
etkili olduğu bilinmektedir.Sinirin fonksiyonunun kaybolması dışında
bir bulgu yoktur. Başka nörolojik bulgu olmamasıyla teşhis konur.
Genellikle tam olarak iyileşir.
-Ramsay-Hunt Sendromu: Virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. Bell
paralizisindeki bulgulara ilave olarak ağrı ve dış kulak yolunda bazı
lezyonlar vardır. Tam iyileşme oranı Bell paralizisine göre biraz daha
azdır.
-Orta Kulak İltihapları: Çocuklarda akut orta kulak iltihabı büyüklerde
de kronik orta kulak iltihabı çevresindeki kemiği eriterek ya da mevcut
açıklıklardan ulaşarak yüz sinirine ulaşabilir ve yüz felci yapabilir.
-Sistemik Hastalıklar: Şeker hastalığı, hipertansiyon, nörit(sinir
iltihabı), vitamin eksikliği gibi vücudun diğer bölgalerinide
ilgilendiren hastalıklar.
-Tümöral Hastalıklar: Yüz sinirinin kendisinde veya yolu boyunca
geçtiği bölgelerdeki tümörler de yüz felci yapabilirler. Bu sinirler
iyi ya da kötü huylu olabilirler. Yüz siniri, kaslara gitmeden önce
kulak önündeki tükrük bezinin içinden de geçtiği için, bu tükrük bezi
tümörleri de yüz felci yapabilir.
-Travmalar: Kulak çevresine veya yüze gelen travmalar (darbeler) yüz sinirini hasara uğratarak yüz felci yapabilirler.
-Ameliyatlar: Kafa içinde, kulakta veya tükrük bezinde başka sebeplerle yapılan ameliyatlar sırasında yüz siniri yaralanabilir.

Ne Gibi Belirtiler Olur: Yüz sinirinin çalışmamasının en belirgin
bulgusu yüz hareketlerinin azlması veya kaybolmasıdır. Kaş kaldırma,
göz kapama, diş gösterme, gülme, yanak şişirme gibi hareketler bozulur.
Bunun dışında gözyaşı azalması, tükrük salgısının azalması, tat
duyusunun bozulması, gürültüye duyarlılık artışı gibi bulgularda
bulunabilir. Yüz felcini yapan asıl sebebe göre ilave bulgular
görülebilir.

Muayenede Ne Görülür: Muayenede ilk göze çarpan hastanın yüz
hareketlerini yapamamasıdır. En sık yüz felci nedeni olan Bell
paralizisinde başka bulgu yoktur. Ancak diğer sebeplerde ilave bulgular
olabilir. Bunlar arasında dış kulak yolunda lezyonlar, orta kulak
iltihabı bulguları, diğer nörolojik bulgular sayılabilir. Orta kulak
iltihabı veya bir orta kulak tümörü yoksa kulak muayenesi normal
görülür.

Ne Gibi Tetkikler Yapılır: En sık görülen Bell paralizisi için
muayenede başka bir hastalıktan şüphelenilmiyorsa genellikle bir tetkik
yapılmaz. Ancak tedavide verilen ilaçların yan etkisi olarak tansiyon
ve şeker yükselmesi olabildiği için tansiyon ve açlık kan şekeri
ölçümleri yapılabilir. genel olarak yapılabilecek tetkikler şunlardır:
-Açlık kan şekeri, tansiyon, kolesterol ölçümleri
-Kafa içinde veya tükrük bezi tümörlerinden şüpheleniliyorsa bilgisayarlı tomografi veya manyetik resonans
-İşitme testleri
-Gözyaşı miktarının test edilmesi (schirmer testi)
-EMG
-Elektrofizyolojik testler adı verilen ve sinir ileti hızını yada
sinirin hastalanma yüzdesini göstermeye yarayan testler (Bu testler
özellikle tedavi için ameliyat düşünülüyorsa uygulanır).

Teşhis Nasıl Konur: Yüz Felci teşhisi hastanın yüz hareketlerinin
bozulduğunun görülmesi ile konur. Ancak önemli olan asıl sebebin ne
olduğudur. Bunu araştırmak için şüphelenilen duruma uygun tetkikler
yapılır ve bir hastalık bulunursa onun tedavisi yapılır. Eğer ilk
muayene sırasında yüz felci dışında bir bulgu bulunmadıysa kan şekeri
ve tansiyon ölçümleri yapılır ve Bell paralizisi olduğu düşünülerek
tedaviye başlanır. İlaç tedavisi ile geçmeyen veye tekrar eden
durumlarda özellikle bilgisayarlı tomografi veya manyetik resonans gibi
tetkikler başta olmak üzere araştırmalar yapılabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:50 pm

Nasıl Tedavi Edilir: Yüz felcinin tedaviside yine sebebe göre yapılır.
Bell paralizisinde tedavi ilaç tedavisidir. Hastanın diğer hastalıkları
izin verirse (tansiyon, şeker yüksekliği veya mide problemleri)
kortikosteroidler ve B vitamini ilaçlar verilir. Buna ilave olarak mide
için ilaçlar, göz kurumalarını önlemek için yapay gözyaşı veya
antibiyotikli kremler verilir. Hastanın dikkat etmesi gereken durumlar
olarak yüz kasları üzerine masaj yapılması, sıcak uygulamaları, yüz
kaslarını hareket ettirmek için sakız çiğnenmesi sayılabilir.
Ramsay-Hunt sendromunda ilave olarak virüslere karşı da ilaç verilir.
Eğer yüz felcinin başka bir sebebi bulunursa bu hastalık ilaç ya da
ameliyatla tedavi edilir. Bu tedaviler o hastalıkla ilgili bölümlerde
anlatılmıştır. Örneğin iç kulak tümörleri veya kronik orta kulak
iltihaplarına bağlı yüz felçleri ameliyat gerketiren hastalıklarken,
akut orta kulak iltihabına bağlı yüz felci kulak zarını çizmek ve
antibiyotik ile tedavi edilir.

Ameliyat Gerekli midir?: Yüz felcinin bazı sebepleri ameliyat
gerektirir. Yukarıda da bahsedildiği gibi tümör (kafa içinde veya
tükrük bezlerinde), kronik orta kulak iltihapları ameliyat gerektirir.
Ancak genellikle ilaçla tedavi edilen Bell paralizisi gibi
hastalıklarda bazen ameliyat gerektirir. Ne zaman ameliyat gerektiği
kesinlik kazanmış bir konu değildir. Buna karar verirken ilaca ne
derece yanıt alındığı, yüz felcinin derecesi, elektrofizyolojik
testlerin sonuçları ve başlangıçtan beri geçen zaman dikkate alınarak
karar verilir. Bu karar doktorunuz tarafından uygun şekilde alınacaktır.

Ne Gibi Ameliyatlar Yapılmaktadır: Yüz felci sebebine göre değişik
ameliyatlar yapılmaktadır. İç kulak tümörlerinde kafa kemiklerini
açarak ya da kulak arkasından girerek tümör çıkartılmaya çalışılır.
Bazı iç kulak tümörlerinde henüz yüz felci gelişmemişse de ameliyat
sonrası oluşabilir. Yüz sinirinden kaynaklanan bir tümör varsa tümörle
beraber sinirin bir kısmıda çıkarılır. Geride kalan sinir kısmı
onarılmaya çalışılır ancak bunu için bazen başka sinirleri yüz
sinirleriyle birleştirmek gerekebilir. Kronik orta kulak iltihaplarına
bağlı yüz felcinde orta kulaktaki iltihap temizlenir ve yüz sinirini
saran kılıf açılarak iltihabın temizlenmesi sağlanır. Tükrük bezi
tümörlerine bağlı yüz felcinde tükrük bezi ile beraber yine sinirin
tümörle tutulan kısmıda çıkarılır. Bell paralizisi veya Ramsay-Hunt
sendromundaki yüz felcinde ilaç tedavisinin sonucuna göre eğer ameliyat
gerekirse genellikle yapılan işlem kulak arkasından girilerek sinire
ulaşmak ve etrafındaki kılıfı açmaktır.
Yüz sinirinin ilaçla ya da ameliyatla tedavi edilemeyeceği görüldüğünde
bazı yardımcı ameliyatlar yapılır. Bunlar arasında başka sinirlerle
hareket eden kasların yüze transferi, başka sinirlerin yüz sinirine
birleştirilmesi, göz kapaklarına altın ağırlık yerleştirilmesiile
gözlerin kapanmasının sağlanması gibi ameliyatlar yapılabilir.

Fizik Tedavi Gerekli midir?: Yüz kaslarına fizik tedavi yöntemlerinin
uygulanması yüz sinirine yeniden fonksiyon kazandıran yöntemler
değildir. Ancak özellikle uzun süren yüz felçlerinde yüz kasları
hareketsizlikten güçsüzleşirler ve daha sonra yüz siniri çalışsa bile
yüzde asimetri ve güç kaybı olabilir. Bu nedenle hastanın kendi kendine
uygulayabileceği masaj ve sakız çiğneme dışında fizik tedavi
uygulanması önerilmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:50 pm

YÜZÜCÜ KULAĞI

Kulak Kaşıntısı ve Mantar Enfeksiyonu

"Yüzücü Kulağı" Ne Demektir?

Dış kulak yolu iltihaplarından birine verilen isimdir. Kulağın mantar
enfeksiyonu da denir. Bazen mantarlar tarafından oluşturulsa da,
özellikle ağrılı vak'alarda doğada sık rastlanan bir bakteri tarafından
oluşturulur.

Nasıl Korunursunuz?

Su kulağınıza girdiğinde beraberinde mantar ve bakterileri de
getirebilir. Çoğunlukla su geri gelir, kulak kurur ve bakteri ile
mantarlar problem oluşturmazlar. Fakat su bazen dış kulak yolunda
hapsolur ve buradaki cildi yumuşatır. Nemli ortamda bakteri ve
mantarlar ürer, beslenir ve kulağı iltihaplandırabilirler.

Başlangıçta kulaklarda tıkanıklık hissedilir ve kaşıntı olabilir. Kısa
zamanda dış kulak yolu şişer, tıkanır ve bazen süt gibi bir akıntı
olur. Çok ağrı yapmaya başlar. Kulak kepçesi ve önü çok hassaslaşır.
İltihap bu duruma geldiğinde hekim tedavisi gerekir. Bu, boyun bezleri
şişerse de geçerlidir.

Kulağınızda su hapsolduğunu hissettiğinizde koruyucu antiseptik
damlalardan kullanarak bütün bu olaylar zincirini önleyebilirsiniz.

Şayet kulak hekiminiz kulak zarınızın normal ve güvenli olduğunu
söylerse, yüzme sonrası kulak damlalarınızı kullanabilirsiniz. Basit
alkol damla kullanmak önerilebilir. Alkol, suyu emer, dış kulak yolunun
kurumasına yardımcı olur ve aynı zamanda yüzücü kulağında oluşabilecek
bakteri ve mantarları öldürebilir. Asetik asit ihtiva eden beyaz sirke
de kullanılabilir. Eczaneden alkol veya sirkeyi muhafaza edecek
damlalık alabilir ve çantanızda taşıyabilirsiniz.

"Yüzücü Kulağı"ndan Korunmak

Şayet yüzme, duş veya banyo sonrası kulağınızda suyun hapsolduğunu
veyahut kulağınızın nemli kaldığını hissederseniz, bu kulağınız
yukarıda kalacak şekilde başınızı eğiniz ve kulak kepçenizi yukarı ve
geriye doğru çekerek damlalarınızı damlatınız.

Damlaların heryere ulaşmasını sağlamak için kulağınızı ovalayınız, daha
sonra kulağın kuruması için kulağınızı aşağı yönde çeviriniz.

Şayet kulak probleminiz tekrarlayan bir eğilim gösteriyorsa, kulak,
burun, boğaz hekiminiz yüzmeden önce kulaklarınızı nasıl koruyacağınızı
anlatacaktır.

Dikkat!

Şayet kulağınız hâlen iltihaplı, kulak zarınız delinmiş veya önceden
delik ise, hasar görmüşse veyahut kulak operasyonu geçirmiş iseniz,
yüzmeden ve kulak damlası kullanmadan önce kulak, burun, boğaz hekimine
danışmanız lazımdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:51 pm

Kulaklar Neden Kaşınır?

Kaşınan her türlü kulak, kişiyi deli eder. Ani oluşan kaşıntılara
sıklıkla mantar enfeksiyonu sebep olur, daha uzun süreli durumlarda
sıklıkla kronik dermatit denilen deri inflamasyonu kaşıntının
sebebidir. Başta oluşan kepek gibi dış kulak yolunda da kuru, ince ve
bol miktarda kepek oluşabilir, buna "seboreik dermatit" adı verilir.
Bazı kişiler, yiyeceklerinde değişiklik yaparak (yağlı yiyecekler,
karbonhidratlar, çikolata gibi yiyeceklerden uzak durarak) bu durumun
önüne geçebilirler. Hekimler kulaklar kaşındığında genellikle yağlı
veya kortizonlu damlalar önerirler. Uzun süreli tedavisi olmasa da
kontrol altında tutulabilirler. Nadir olarak kulak kaşıntısı alerjik de
olabilir ve bu durumun tedavisi farklıdır.

Kaşıntılı, kepekli kulaklar veya kulak akıntısının biriktiği kulaklar,
"yüzücü kulağı"nın gelişmesine yatkındırlar. Bu kişiler özellikle
kulakları ıslak kaldığında koruyucu kulak damlaları kullanmaları
konusunda bilinçli olmalıdırlar. Yüzme mevsimi başlamadan önce
kulaklarını temizletmeleri de çok yardımcı olur.



Tatarcık, Sinek ve Yabancı Cisimler?

Kulak içerisine giren birçok böcek vardır, tatarcık, güve, hamamböceği
bunların başında gelir. Tatarcıklar kulak akıntısı içerisinde hapsolur
ve uçamazlar. Daha büyük böcekler kulak içerisinde dönemezler ve geri
çıkamazlar. Bu yüzden sürekli hareket ederek kişide kulak ağrısına,
sese ve korkuya sebep olurlar.

Tatarcıklar ılık su ile yıkanarak kolayca çıkartılabilirler (Yıkadıktan
sonra hem kulağın kuruması hem de antiseptik amaçla alkol damlatmayı
unutmayınız). Büyük böcekler için ilk yapılacak şey kulağın mineral yağ
ile doldurulmasıdır, yağ böceğin nefes deliklerini tıkayarak ölmesine
sebep olur. Bu durum 5 ilâ 10 dakikada gerçekleşir. Bundan sonra
böceğin çıkartılması için hekime başvurmanız gerekir.

Boncuklar, kalem uçları, silgiler, plastik oyuncak parçaları, kuru
fasulyeler çocukların kulaklarına soktukları sık yabancı
cisimlerdendir. Bunların çıkartılması çok hassas bir iştir ve mutlaka
bir kulak burun boğaz hekimince yapılmalıdır.

Kulaklar, Yükseklik ve Uçak Yolculuğu

Uçak yolculuğu sırasında niçin kulaklarınızda "pop" diye bir basınç
hissettiğinizi hiç merak ettiniz mi? Veya niçin basınç hissetmediğiniz
zaman kulak ağrınız olduğunu düşündünüz mü? Uçaklar inişe geçtiğinde
çocukların niçin yaygara çıkartıp ağladığını hiç merak ettiniz mi?

Uçak yolculuğu sırasında karşılaşılan en sık tıbbi problem kulak
problemleridir. Çoğunlukla basit rahatsızlıklar olur, nadiren geçici
ağrı ve işitme kaybı oluşur. Bu broşür uçak yolculuğunuz esnasında
karşılaştığınız hafif kulak problemlerinizi ve nasıl korunacağınızı
anlamanız için hazırlanmıştır.

Yapı

Kulak genel olarak üç bölüme ayrılır:

a)Dış kulak: Başın yan tarafında görülen kulak kepçesi ile içeriye kulak zarına kadar devam eden dış kulak yolundan oluşur.

b)Orta kulak: Kulak zarı ile iç kulak arasında kalan ufak boşluktur.
Burada üç adet kemikçik, kulak kemiğinin hava boşlukları bulunur.

c)İç kulak: Kulak kemiğinin iç kısmında bulunan ve işitme ile denge sinir uçlarını ihtiva eden bölümdür.

Hava yolculuğu sırasında probleme yol açan, orta kulak bölümüdür. Ufak
bir hava boşluğu olduğu için, basınç değişikliklerinden etkilenir.

Normal olarak her yutkunduğunuzda (veya ikinci üçüncü yutkunduğunuzda)
kulaklarınızda ufak bir çıt sesi veya basınç oynaması hissedersiniz. Bu
esnada geniz ile orta kulak arasındaki östaki borusu vasıtası ile orta
kulağınıza hava kabarcığı geçmiştir. Orta kulaktaki hava burayı döşeyen
doku tarafından sürekli emilir fakat "östaki borusu" her yutkunuşta
sürekli hava sağlar. Bu sayede kulak zarının her iki tarafındaki hava
basıncı eşitlenir. Şayet bir şekilde basınç farkı oluşursa, kulaklar
tıkalı imiş gibi hissedilir.

Östaki Borusu ve Kulakların Tıkanıklığına Neler Sebep Olur?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:51 pm

Östaki borusu, birçok sebepten dolayı tıkanabilir veya ağzı kapanabilir. Bu durumda, orta kulak basıncı eşitlenemez.

Orta kulaktaki hava sürekli emilir ve yenilenemediği için vakum oluşur,
kulak zarı içeri doğru çöker. Gergin kulak zarı normal olarak
titreşemez ve sesler donuk, az gelir. Kulak zarının gerginleşmesi de
ağrı oluşturabilir. Şayet bu durum bir süre devam ederse, ota kulaktaki
basıncı eşitleyebilmek için, orta kulağı döşeyen dokudan kan serumuna
benzer bir sıvı sızarak burayı doldurur. Bu duruma "orta kulakta sıvı",
"seröz otit" veya "aero-otit" ismi verilir.

Östaki borusunu tıkanmasına yol açan en sık sebep basit soğuk
algınlığıdır. Sinüs iltihapları ve burun alerjileri de (saman nezlesi
gibi) sık sebeplerdendir.

Östaki borusu ve onu döşeyen döşeyen doku, burun ve genizin devamıdır.
Bu devamlılıktan dolayı çoğunlukla burunun tıkalı olması, kulakların da
tıkalı olmasına ve böyle hissedilmesine sebep olur.

Östaki borusunun tıkanmasının bir diğer sebebi dokularda şişliğe yol açan orta kulak iltihaplarıdır.

Östaki borusu yetişkinlere göre daha dar olduğu için çocuklar tıkanıklığa daha yatkındırlar.

Hava Yolculuğu Nasıl Problem Yaratır?

Hava yolculuğu esnasında ani basınç değişiklikleri olur. Bu basınç
değişikliklerinin eşitlenmesi için östaki borusunun o esnada hemen
açılıp kapanabilmesi lazımdır. Bu olay özellikle uçak inişe geçtiğinde
görülür.

İlk dönemde basınç eşitlenmesi sağlanamayan uçaklarda bu gerçek bir
problem oluşturmaktaydı. Günümüzde bu olay en aza düşürülmüştür. Buna
rağmen hâlâ bazı önlenemeyen basınç değişiklikleri olabilmektedir.

Gerçekte, basınç değişikliğine yol açan her türlü durum problem
yaratır. Aynı durumla, yüksek binalarda hızla hareket eden asansörlerin
içinde veya suya dalarken karşılaşırsınız. Derine dalan dalgıçlara ve
pilotlara bu durumla nasıl başedecekleri öğretilir. Siz de kendi
metodunuzu öğrenebilirsiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Posedon
Albay
Albay
Posedon


Mesaj Sayısı : 585
Rep Puan : 884
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 30
Nerden : Ziyaretemi Gelcen ??

Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kulak Burun Boğaz   Kulak Burun Boğaz - Sayfa 5 EmptyPtsi Ekim 12, 2009 2:51 pm

Kulaklarınızın Tıkanmasını Nasıl Önlersiniz?

Yutma işlemi östaki borusunu açan kasları harekete geçirir. Sakız
çiğnerken veya naneli şeker yerken daha sık yutkunursunuz. Bunlar inişe
geçmeden önce yapılabilecek iyi egzersizlerdir. Esnemek daha bile
iyidir. Esnerken bu kas daha iyi uyarılır. İniş sıasında uyumamaya
dikkat etmeniz gerekir çünkü uyurken yutkunma işlemi çok yavaşlar (uçuş
ekibi inişe geçildiğinde sizi uyandırmak ister).

Şayet yutkunmak ve esnemek etkili değilse şu metod en iyi sonucu verir:
1)Burun kanatlarınızı elinizle sıkıca kapatınız 2)Ağızdan kuvvetli bir
soluk alınız 3)Ağzınız ve burnunuz kapalı olduğu halde bu nefesi yanak
ve yutma kaslarınızı kullanarak dışarı üflemeye çalışınız, böylece
basınçlı hava östaki borusundan orta kulağa geçebilir. Kulağınızda
basınç veya ses hissttiğinizde başardınız demektir. İniş sırasında bunu
birçok kez yapmanız gerekebilir.

Bebekler bu işlemi yapamazlar fakat bir şey emerlerse rahatlarlar. İniş
sırasında bebeğinizi emziriniz veya besleyiniz ve uyumalarına müsaade
etmeyiniz.

Hangi Tedbirleri Almalısınız?

Kulaklarınuıza hava ile basınç yaparken karnınızı ve göğsünüzü
kullanmayınız çünkü bu durumda çok fazla basınç oluşur. Uygun basınç
sadece yanak ve yutma kaslarınızı kullanarak sağlanır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kulak Burun Boğaz
Sayfa başına dön 
5 sayfadaki 6 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Forum Güneş :: Sağlık-
Buraya geçin: